TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

27 Temmuz 2023 Perşembe

KUSURLU GÖÇE TUAL...

 KUSURLU GÖÇE TUAL...



Bir tuhaflık var havada

bin yılların kırığı su dövüyor havanda.

Temmuz ayı kaynıyor sarısıcak

balyoz gibi ağır tual

kusurlu göçe amade ağırdan renkleniyor.

Kan kırmızı kiremitli çatılarda leylim

han duvarlarında leylek kabartmaları.

Kabına sığmazlık göçüyor uzaklara

Deniz mavisi tuale taşınınca güneş.

Gri bulutlar barikat kurmuşlar göğe

nereye denklesen başka mana.

Filmin alt yazıları her dilden

her dilden göç ömür boyu yalnızlık...


Bir gariplik var havada

Temmuz sonu sıcağı fışkırıyor havanda.

Birçok yerinden delinmiş sanki gök

kızgın lavlarını döküyor kalıplara. 

Beyinler yanmış baskül yanlış tartıyor

en bilinen masallarda ölümsüzlük patlıyor.

Dört kollu sallarda ayrılık baskını

masalarda eksik muhabbet baskısı.

Kuş desenli kuşkular pazarında bensizlik

çarşı pazar dalaşan diller lal.

En yetenekli kuşlar kafesinde özgür

avlularda çene çalıyor benli kocakarılar.

Bencillik cisim cisim isimsizlik sızdırıyor

sarhoş melemesi yarı bodruma gizleniyor.

Sütle bezenen koca memeler boşalıyor

havada göç boşanmaları...


Bir tutsaklık var havada

kusurlu göçler zindanında havasızlık.

Patlak ampul altında eksik dava

voltalarda salınan nara tanıdık nara.

Sarımtırak hayatlar kavruk

zırlamalar müzesinde yüzler yamuk.

Bastonlara koca taşlı yüzükler takılmış

taklara kara kalın kaşlar çatılmış...


Bir tuhaflık var havada

hafiften bereket timsali dağlara yolculuk.

Dağlarda dağ gibi adamlar aşka vurgun

kuytularda ağlak gölgeler durgun.

Böğürtlenler ağlıyor böğüre böğüre

dışı yanar içi kanar dağlarda bir tuhaflık.

Sanki demir gibi ağır yollar uzuyor

Temmuz cehenneminde asfalt yollar eriyor.

Pamukşeker diyarlara yolculukta

alev yağmurunu topladım göğün sen yüzünden.

Astım çamaşır ipine ıslak ıslak

enteresan bir hava var

havada tuhaflık

havanda su dövüyor yalnızlık.

Çalımı ıslık ıslık hayat tılsımı

maviye çalan gözler bir tuhaf ayrılık...


Bir vakıf gurabiyelik var havada

yalnızlığı içiyorum gök yüzünden.

Yüzümde balyoz gibi göz yaşları

yaslandığım tuale yansıyan hüzün.

Yalım yalım hüznü arıyor leylim

El heykellim hiç havamda değilim.

Tanıyamıyorum beni bendeki seni

sendeki ben her tanıdıktan ileri.

Bir göçmen kızı rüyasıyla kızarıyor sema

simasını çoktan unuttum beyim...


Bir tuhaflık var havada

çok garip bu temmuz sıcak ötesi sıcak.

Derdo eriyorum pik demir külçeden

yüzyıl artıkları havanda su döverken.

Can havliyle göçüyorum çelik maviye

kusurlu göçe tual deniz renginden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...