TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

3 Ağustos 2023 Perşembe

KARANTİNA KÜRÜ...

 


KARANTİNA KÜRÜ...

 

Kötü yağda kızarmış balık kokuyor

fena halde tahtlar bahtlar tahtırevanlar.

İri bal damlacıkları akıl küpünü şehvetlendirdikçe

hicap perdesi yırtıldı kloş eteğin kımıltısından.

Kavramlar açıldı saçıldı edebi izler silindi

herdem hürya hürdem safsatası

zihnin üzengisinde süvariye azap tohumları.

Rezerv dille araklanılan keyif yetinilmez dozda acıtıcı

illa kurgucuya tıpatıp benzeşme arzusu

belli malum formdan beslenme belirsiz zil zıypak arzı.

Doğal eleştirilerden irkiliş ve kopuş sarmalında

saralı sıralı sırmalı hoyrat benzetme faslı.

Ne gerek şimdi ak mermerden kuer kursiyerliğine

kürsüden aklı sıra koy verilen kusursuz şemsiye açılımına.

Egzantrik nöbetle toptan şevk kırana hassas ayar

kıran girdi kral çadırına sanki ses seda zero

karantina kürüne karşı koyanlara toplu hasımlık.

Bu ne sıkı gizli hayranlık kala kaldık tek başına

Kubbealtı eylemsizliğine yakın temas

gönlü kara üzüm buğusu gözlerde yas

en yasaklı halim yansıdı eküri merküri yüzlere.

İtirazın aslı astarı sökük dökük söylencelere

kuramsal genleşme tüccarlığına kuersital vahamete.

Dünden yarına demlenen direklerarası orta oyunu

metazori dinlenen metne yaslanan tuluat tiyatrosu

meddah peşkirinde pasak Karagöze Hacivat.

Pas geçildi kuersi hacıyatmaz nefesi

tescillendi sanki sanatın normatifine reddi miras.

Uzatılan universal üretiyi sanattan saymamaya isyan

kuersalı baskın sanat saydırma inisiyatifine irkilme tepkisi.

Serinde derin uykucu kağıt bebeklere yavaştan uyartı

uydurak akıl kaydırak seksulasyona uyaksız şiirsi.

Yıllardır karşı kıyıya vuran bebekler ağlar koynumda

altın sarısı salkımlar okşar aklımın gökkuşağını

renk armonisini salt kendinin sananlara kızıl gökyüzü.

Tanrılar katı kızgın yağda ürkmüş ürpermiş balık kokuyor

fena halde lemanisar literal hisar karmaşası…

 

Mitolojiden süzülen tanrıçalar

taze süt ağızlı gül tenli melekler

dilli düdüklü şeytan çıkmazında.

İki yana sallanır yalan dünya

maviye sırnaşır silik klik rüyalar.

Düşlerden kaçıp dalgın deryaya düşmeler

alenen dip dalgası insan korkusu.

Yükseklik korkusunu yenme tereddütü

bir anlık çiğ balık kokularını piklemek.

Veryansın etmekle olmaz kitaplık duvar

iç kapıya dar pencere güneşe dar vakit

işlenmiş turfanda tuhaflık metal parlaklık

ısırır alnın çatından cüretkar konumcu değme işgüzar.

Susturum dergahında işin içinden çıktığına tapanlar

kötü kızgın yağda kızarmış balık kokuyor…

 

Köşeye kıstırılmış lavlarla bir ben ıslanırım zaten

ateşin gözü aç tadı alımsı balımsı olsa da yılmam

akşamlardan bir akşam fuar kipi tutar yakamdan.

Çakışan grimsi bulutlar çanağında çağın çağlayanı

akmermerin sinesinde kuersil kızıl ötesi çatışmaya erim.

Er geç demiri döven tebessümle eşleşirim

tinleri kurşuna dizen soğuk esintiler atlanmaz eşiğim

tenleri yakan sular seller gibi boşalan dizeler beşiğim.

Tarih boyu taş duvar diplerine yağdırılan kızgın yağ

bugün resmen kötü kızarmış balık kokuyor…

 

Karanlıkta bir ışık arayışı arsızlığım

varlığım asalaklara inat solakça bir kıvılcım.

Yağmursu gözlerde saflaşan yaşam safiyane davam

altın sarısı bukleler sabah akşam okşarken aklımı

komplike kuerlayk takımı aklımın üzerinde akıl tanıklığı.

Kırık komplikasyon kafa kafaya tokuşma sırdaşlığı

deli bal damlayan ağızlarda ararım yalnızlığımı.

Gurbetçi öyküler söyler maviye aşık ciğerli balıkları

Solungaçları suya dağa, doğaya doğana hasret.

Şiirsiye ara başlık sıradanlaşan kurcalanmış hayalet

Kötü yağda kızarmış balık kokuyor deniz millet

Yine de doğru iki laf arası biricik adaya birleniriz…

 

Geceleri ağartan yanı yöresi yırtık ağlara ağlarım

yorgun yüreğim yavaştan kuersal ile cebelleşir.

Akmermerim yazdan kış uykusuna yatar

sıradışı sünger avını hırçın dalgalar şehvetlendirir.

Aklımın zindanında zifiri bir gece

çelikten bir yürek kağıttan bir gemide.

Yırtarım magma tabakasını şairane

bir yamuğun iç açıları toplamı üçyüzaltmış derece.

İsyankârlığımı kuşatan kapışmalar yetişkinlik dönemimden

Hele ki kızarmış balık kokuyorsa dört bir taraf

akışkan muğlakların istemince suspus kalmak susmak olmaz.

Pusuda bekleyenlerin topuna derkenar

Derdo akmermerin arka bahçesinde kimliksiz kursuyer.

Gelenekseli yağma kolay harcama

Harcıalem harici arafa yığma hırsına kapılma

zer zebil karakterler kontrolsüz karantinada.

Kötü yağda kızarmış küçük kara balık kokuyor

fena halde el heykeline tutunan imalar imanlar limanlar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...