ŞAİRANE YATMAK, ŞİİRE UYANMAK…
Şiir özgürleşmenin tel tel tercümeli yorumu
Anlamı anlaması oldukça derin
zor bir hal devrimci eylem gibi.
aklım şiirle flörtleşen eşsiz dağ manzaralarına eşlikçi.
Eşik içi yer sofrasına kurulmuş kırk yıllık sevgililer
her biri eşit seviyor iştahla seviliyorlar.
Şiirsi gölgeler deminde yarım kalmış aşklar
yoksul şair şiirsi evlenmelere alı al doğuyor her gece.
Şiire yatmak şair uyanmak bu olsa gerek
yasak güneş ak tepelerin ardından titretiyor zihinleri.
Şairane yatmak şiire uyanmak bu olsa gerek
Sil baştan başlıyor dizeler;
Denizi göresim geldi, okyanusları da…
Narin dal kırılmasıdır en özelinden şiir
dayanılmaz yürek yangısıdır demlenen şiirsi.
Yalnızlığın sırlı yansımasıdır yarınlara
bir kez bir kara yel vurdu mu yüreğe
şiirsi yaşanılır şairce yaşlanılır mutlaka.
Özünde varsa gidilesi bir dağ köyü gidilir
kalın bilekli nasır elli demirci örsünde öğrenilir
öksüz çekiçlerle söz gümüş sükut altını tavında dövmedir şiir.
Orağı kırılmış çiftçinin kuru toprağa kilitlenmesi gibi
kent kalabalığına dolanların kara toprağa şartlanması gibi
Kırklara eren kar delen çiçek açan bozkırların aklanması gibi.
İm mim mimlenmişliğin zirvesinde zırvalamak yakışmaz
zil zindan inlemeden Allah'a şikayet edilen düzen yıkılmaz.
Harç bitti yapı paydos saatlerine enteresan şiirimsiler asılır
darağaçlarında sallanır yoksul şairler şiirsileri laldır…
Şiirselik şiir dağından dökülen dar boğazdan geçen baldır
patikalara ışık saçan anılara yuvarlanmaktır.
Erinde geçinde bulaşır tene tine tane tane
tek yol bilinir tanımı şiirsi ölüp şair dirilmek gibi.
Yamuk düzenin tuzağına düşmeden tutkuyla sıralamak
teneşire dek kara duvarlara ak tebeşirle dizeler dizmek gibi.
Denizi göresim geldi okyanusları da
okyanusumun denizini de
özlemle özgürlüğü de…
Dayanılmaz yürek yanması aklın zarını üşütür
bu yol bir yol var ki girince dönülmeyendir
dikine düzüne gidilen göz alabildiğine seyredilendir
tek dizesi kalın kalın ciltlere değer şiir gibi.
Kırık dökük sineye saplanan kırk kanatlı oklar gibi
hesabı kitabı oya oya işlenmiş akıl feneri gibi
loş ışıklı gecelerde hücrelerin üstüne yapışan korku gibi
değirmenin suyu çekildiğinde kum beyazı yüzlerdeki hediye gibi. Şiir ne çok yakışır buğdayına başağına
şeker bombası patlar çifte pınarın gözünde
deniz köpürür yürek değdiğinde kara dalgalara.
Düğümlenir duygular yumuşar toprak filizlenir dizeler
şiirsiler dile gelir şairin elinde şiir gibi…
Gönüllere sevda ekmek gerçeğini bilmeden
yoğun emek sömürüsünü görmeden
şöyle bir yoklayıp geçip gidemez şiir yolcuları.
Ağır safari yolcular çıplak mavzer sıcağı manzumlarla
manzarası azgın şiirsi anılarda buluşur.
Kan köpüren sulara tek atımlıktır göz yakan barut
sıraya dizilir mermi gibi dizeler;
Denizi göresim geldi okyanusları da
okyanusumun denizini de
özlemle özgürlüğü de
illa ki Denizimi…
Demek ki gün devrilir güneş batar yeni kapılar açılır
sonra kırmızıya denk yemyeşil gözler iç sızlatır
okumalar sonlandırılır özlü dokundurmalar yüreğe dokunur.
Sükuneti savunanlar evsiz dilsiz bölgelerde siren çalınca
aynı yörenin direnenleriyle buluşur.
Atadan kalma şiirlerle manilerle tekerlemelerle dillenir dava
maddi manevi yapılanmalar en ala şiirlerle flörtleşir gibi
eşsiz benzersiz ergin orman manzarasının kucağında
kırk yıllık şair gibi kırklara yaranmaktır şiir.
Kırklara karışmak şiire yatmak
yoksul şair gibi ölüme baş kaldırmaktır şairlik.
Hayata dokunan hayatı dokuyan şiirlerle uzar gece
zor günlerin üstesinden anca böyle gelinir.
Rota rol yapmayışla dönemsel yankıya katkıdır
küresel kavramların uzağında aklın şiire uyanmasıdır.
Öyle titiz ve öyle hapisliktir ki ocağı bucağı günahsız
elemle ergin sevdalara çetin kavgalara kör düğümlenmektir şiir.
Bir solukta hayatın çözülmüşlüğünü gözlemlemek gibi
eğer vakit dolmuşsa acılar donmuşsa güneşe yolculuk gibi.
Kazara da olsa kazan dibi kazıtanlar ayrıntılarda gizlidir
tüm manzumelerin suçu günahı salt mazlumların değildir.
Kaçak vurgulamalar defolu satırlarla basar ala karanlık
ihanet kör topal bakışmalarla savruk buluşmalarla kapaklanır
yarım bırakılmış mısralarla tamamlanır
Altın boğaza dizilir kor kör korkaklara kor dizeler;
Özrü kabahatinden büyük densizlikte
Denizi göresim geldi okyanusları da
okyanusumun denizini de
özlemle özgürlüğü de
Denizi de…
Zamanlı zamansız ölümcül kalem puslanır
Palazlanan puştlara ölümlerden ölüm beğendirmek safhasıdır
ölümsüzleşmek şiire yatmak şairane uyanmak gibi.
Gelinen aşama gelişen olaylar zincirinde şiire başkâtiplik
hazirunu tek hedefe eriştirmek huzurda şiirsiye hatiplik.
Yerine göre hazdır gerçeğe bambaşka karakter işlemektir
ezelden yanılgıların melodisi yangınların senfonisidir şiir.
Akla takılan dile ne dilersen dile babında dille dillenendir
akla nefes aldırdıkça ters yüz çevrilmiş sözcükler yola gelir.
Kurşun kalem sıkıldıkça
tuhaf ama gerçek yaratılar okyanusu yarar
dengin dizeler akar kışkırtıcı düşler döşeğine.
Kalemin ucundan lacimavi mürekkep damlar
sarı mısralar zamanlı zamansız ölümsüzlük kusar.
Kusur şiire yatmak şair uyanmak değilse de
Derdo şairane yatmak şiire uyanmak biraz
o yüzden mısır püskülü dizeler yol iz şaşırır;
Denizi göresim geldi okyanusları da
Okyanusumun denizini de
özlemle özgürlüğü de
Denizi de.
Okyanusumun denizi şiir gibi şiirsi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.