ÇÜRÜK PORTAKAL
Bir koca çuval
içi dolu çürük portakal.
Majiskül dünya fırsatçılığı
özenle seçilmiş pozlar
ucuz kurgulu atraksiyonlar.
Kayıtsız kalamayanların hamuru bozuk,
topu bir tondan girmiş bin fondan beslenmiş.
Hepsi heklenmiş, ütülmüş, kafayı üşütmüş
küllaba takılmışlar kör jilet misali.
Ütülenmişliğin üzeri zar zor küllenir
topu ekşi mayalı miniskül...
Yüreğe cennet sunan kısa dalgalarla iç içe
soylu soyunca uzanılmış bulutlara.
Yeryüzü zehirli karınca yuvası
gökyüzü pırpır motorlarına kırlangıç istilası.
Uçmaya gör aklı ayartan özlemlere
bir koca çuval
içi dolu çürük portakal...
Can eriten taş duvarlarla çevrilmiş zaman
mühürlü yüreklerde kader çıkmazı.
Lafın tersten anlaşıldığı günler
zili mekanik metal kapılar
karanlık ağızlı tünel.
Kapıdan kim girer kim çıkar hiç belli değil
yürekte cennet kovan dalgalarla iç içeyim.
Bir koca çuval
içi dolu çürük portakal...
Kesme şekerle kıtlıyorum zifiri zehri
hoşbeşten sonra asıl mesele
yadetmek can suyu kuruyan nehri.
Bir koca çuval
içi dolu çürük portakal...
Dilimde çağlayan adalete çağrı
dragosti akla cehennemi sokan trajedi
alımlı alevlerle iç içeyim illa billahi.
Yükselti pistinin ucu resmen iç yağı kokuyor
gül bahçesi rüyamsı aşklar batağı.
Kara batak dünyasında
bir koca çuval
içi dolu çürük portakal...
Bıkkın ışıkçılar jeneratöre bakır kablolar bağlamış
prova üstüne prova eforun tamamı.
Projektörlerin yerleri bir bir netleştirilmiş
ses ve sis tertibatı tek düğmeye bağlı.
Mega fonlar tek filme harcandı
emzikli rejisör megafona üfledi, motor.
Moto kuryelerin dağıttı film makaraları
bir koca çuval
içi dolu çürük portakal...
Gözle görünmez bulutlardan sıyrılmış tutku
ıslak rujlu ağzı nemli namlu öpüyor ensemden.
Kabarık suç dosyalarını karıştırıyor zaman
sarı gelin telleriyle ters bağlı ellerim.
Ziyası sönmüş içimin büyümüş ihmal
bir koca çuval
içi dolu çürük portakal...
Tam da doya doya yaşamak zamanı
anlamıyorum ben bu fenoman aykırılığını.
Pestil çarşısında çok sıfırlı tuzak
teleskop ucunda maddi maraza
bilumum malumat yasak.
Vizyonda galası gecikmiş bir film
embesil yankılı utanmazlık baştacı
balık ademler alık hevvalar ağları dolandırıyor.
Yüzsüzlüğün bu kadarı da fazla
başlarken bitti gala ve dahası elveda.
Bir koca çuval
içi dolu çürük portakal...
Evrenoz cadısı evlere şenlik kadının koynunda
enteresan uyarlama hoşafsı ayarlama vira.
Ihlamur ağacı buğusu öpüyor alnımdan
bedenimdeki tüm hücreler isyanda.
Çok yazık eriyorum gülün dibine
sığıyorum gösterişsiz her kalıba.
Dikey perdeli bir cam camda bir silüet
sorgu meleği karşımda evet.
Derdo cevabım tek cümle ve çok kısa
çok güneş tutulması gördüm ama bu başka.
Bir koca çuval
içi dolu çürük portakal...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.