KÖPÜRDÜ DELİ GÖNÜL
Ve köpürdü deli gönlüm
delicesine sayfalarda şifrelerleyim
etrafım kehribar kale kalıntıları.
Küçük hatalarla çıldırmış gümüşi surlar
Aceleye geldi yaz gecelemeleri
çok yazık bitti aşk gevelemeleri.
Kaçak ayaklanmalarla çıldırmış sırlar
beklemeyi bilsem derviş misali ne çare
gülden utanmış solgun safhalarda ıssızım.
Affedemiyorum hepten evet affetmiyorum
unutmak ah unutmak en güzel yalan.
Hayallerim akla aykırı sıra dışı iksir
mavi yolculukları masumca içiyorum.
İçiyorum içtikçe kısa yavan sarhoşluk
koynumda konaklayan güneşten kopan çocuk.
Unuttukça hatırlıyorum evet
ecele durdu kış günceleri
çok yazık
bitti mucizevi aşk sevişmeleri.
Ve köpürdü deli gönlüm…
Tek kelimeyle şahende yaz şanım
şahım kelimelerle öksürdüm her kış günü.
Ateşli çocukluğumu adakent buzuna beledim
derin uykularda delibozuğum.
Birbirine düşman edilemeyen sokaklarda
bahar türküleri sonbahar ritmine takıldı.
Lal dillim sonu olmayan satırlar yazdım
söz verdim okumayan yılanlara önsözde.
Ak suyum bulandı deli gönlüm
Kasımpaşalıyı görünce adı soyadı lazım değil
kabadayılığı bıraktım gülüm.
Kahya sesli koparınca dalından gevezeyi
boş basamaklara seriyorum zalim geceleri.
Feci öksürüklü kelimelere hapsediyorum
gelmişini geçmişini geleceğimi.
Bir kış günü en tanıdığı yolları şaşıran
yaz sonu ocağıma düşen kanbur kanber resmen düşmanım.
Ve köpürdü deli gönlüm…
Kelimeler öksüz evlatlarım
aşk ateşi hoyrat geçim kıt kanaat.
Delice kanadı yaram
dahice kanatlandı yar yaran
yarım kaldı şifreli sayfalarım.
Kenarlarını altınla süslemeyi es geçtim evet
katı sanatını eninde sonunda dipten pike patlatırım.
Deliksiz uykularım delibozuk fakat
çocukluğum uyuyor kuzu huzu koynumda.
Derdo gün gelip çattığında yağlı ilmek boynumda
dört bir yanım uğursuz itler uğultusu.
Fillahi farketmez hep şifreli sayfalardayım
ve yine köpürdü deli gönlüm…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.