OKU OKU OKU
Önce söz vardı söylendi
sonra yazı bulundu okundu
ve yazılanlar okundukça gelişti dünya…
Ne yazık ikra’dan bugüne okuma ertelendi
bilgiyi örten ve öteleyen coğrafyalarda
ilahi emre radikalist takılmak alenileşti.
Resmen cahiliye egemenliği
encamı kar memleket memleket facia.
Okur yazar kıvamlı kılavuzluk moda
modu oku okudukça gitgide yalnızlaşma.
İlahi merkeze bağımlılık şahdamarından daha yakınlık
ve mevcudiyete isyan kapıda...
Ya şu garip memleketin okuma istatistiği
yalnızca nüfusun binde biri kitap okuru.
Okumazlar ve bileşenleri günbegün artışta
bu artıklar keyifle artık değer peşinde.
Tek aksiyon altı yedi saat televizyon
yetinmezlik piki iki üç saat internet
yani dipten dip boşa dolu zaman kategorisi...
Bilgide bilimde nal topluyor memleket
yahut uçurumun kenarı dolar cenneti
kulaktan dolma ulemalığa ulananlar
yılda altı dolar kitaba ayırmazlar…
Şu mahir memleket yüzüncü yılında
okuyanı az kitabı bol yığınla
millet gözünü kitaptan sakınanlarda yüzüncü.
Geriledikçe gerilen millet maiyeti kitaba yöneltmek zor.
Milletin kitabı kutsalı bile dantelli torbalarda duvarlara asar başuçlarına koyar okumazlar.
Oku sadağına geri sabitlerler
astığını huşu içinde izler de akıllanmazlar...
Şu millet kutsalın kutu ilk emre karşın
ikra’sız ekolün dünyadaki tek temsilcisi.
Kafadan kof bilgi safsata dedikodu ve ispiyon
gericiledikçe her şeyi bilen çok milyon piyon.
Her konuda fikri olan beton
sahipli sahipsiz böbürlenme geleneksel istasyon.
Gerici inkârcı ve isyancı sarmalında
katipler kitaplanıyor kitaplar sollanıyor.
İkra üçlemesi dışlandıkça
dertler sağduyulu çoğalıyor…
Şu memleket ikibin kütüphaneye sığmış
çoğu öğrencilere etüt merkezi.
Yetkin ve yetişkin akıl küpleri
milyona yakın kahvehanelerde mesaide.
Olmadık kafada akıl çakıştırıyor
dolmalık kafede sabır yarıştırıyor.
Kuş cıvıltılı öten ciesem şirketleri başka
bambaşka para ve akıl tuzağı.
Sanal dünyaya hapsolmuşluk beceri sanılıyor
zehir zümrenin durumu bu merkezde.
Durumdan vazife çıkaranların düsturu
boş zamanlarında kitap okuru.
Sığınılan itirafname bu denli sığ
sanki evvel ahir tek okunan kaldıysa eğer saatli maarif ülkü takvimi
takvim yapraklarındaki tefrikalar…
Memleket hatırı sayılır kitap bütçesine sahip
elde iki milyar dolarlık bir pazar.
Dörtte üçü okul ve eğitim kitaplarına
ilerisi gerisi hak getire.
Yaklaşık iki bin küsur yayınevi
altı yedi bin kitap satan kitabevi.
Ama yılda kişi başı kitaba çeyrek dolar
yani yediden yetmişine yılda salt bir kitap…
Şu kitapsız memleketin camı tabelası
kıraathane yazar.
iskambil kartları okuyan erkek egemen kütle
hele toplam nüfusa denk cep telefonu
gölü denizi hazar yazar eksik yazar.
Yoz bilgiye ulaşmak kolayın da kolayı
kitaba ne gerek afrası tafrası
düğün alayı doğan kalayı.
Kitapsız taraftarlık hayatın içine içine
aklın çeperine kalın duvarlar örüyor.
Kitap çağdaş dünya demek aslında
sanki salt o yüzden korkuluyor
hem kitaptan hem kitap okuyandan...
Nene gerek okumak kitap dışı ikna
kitabı ve kitapları anlamayı erteleme.
Memleket yavuzlarının anca binde birine kitap
noksan kitaba düşkünlük sözün bittiği yer.
Oku sözü boşa düştüğünde
yavaş yavaş iş işten geçmiş olur.
Derdo tek çare nolur
kitabın ortasından konuşmak olur.
İlk emir açık emre itaat yazık
okumak okumak okumak…
Önce söz vardı dinlendi
sonra yazı bulundu demlendi
ve yazılanlar okunmadıkça geriledi dünya…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.