TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

17 Şubat 2024 Cumartesi

ÇÖKÜNTÜ DUVARI

 ÇÖKÜNTÜ DUVARI


Çoğul seslerin ritmiyle sarsıldım yine

geçen zaman penceremdeki izlerini silmiş…

Ahlaki çöküntülere direnen bir kentte

Adalı tarifesi tüm yaşadıklarım.

Adayı adaya bırakıp gideceğim derken

saray burması monologlar aklımı çaldı hemen.

Bilmem neden bedenimi askıya asıp

el heykelliye sıkı sıkıya sarıldım...


Çağıl çağcıl kuş türleri benimsenmez olmuş

kuşatıcı dertleri içimde saklamayı bilirim.

Unutulmazlar duvarı çoktan çökmüş

çöküntüde çoğul sesler ritmiyle sarsılırım.

Sevi becerisi yabancılaşmak üzerine

başka ne yapabilirim ki evrene inat

kalıplara dökülmekteyken hayat

işte ben de tek tabanca onu yaptım.

Bir sonraki ada bahar bahçe

bahtım kara bir adımda varlığa varım.

Hüda ister duysun ister dursun

tetiği çeker giderim...


Bu evrilme süreci başka fasıl

başka nasıl kurgulanabilir ki

eski diyara göçmek en kolay

sözleşme.

Sevmedikçe her şey sırf yalan

yalan söylemeyi bırakmışım çoktan.

Ada köy olsa köyün delisi  kentli olur

sarhoşluk böyle işte üstte yok başta çok. 

Dara yakın gecelerde yalandan yarenlik

beş paraya beleşe yaşar çoğunluk.

Keleş takılırım içtiğim hakikat şerbeti

kalleşler tapınağında cellat beklerim

sektiğim hakikatleri hakikat yapan yokluk...


Peşine takıldım zaaflarımın yiter giderim

kuşandım kendimi taşıdığım küfeyi

Ada sunağında külçe külçeyim

canıma yazık ömür boyu yoksulluk...


Direklerarası'nda orta oyunu meddah

çadır tiyatrosu çalgı çengi filan

içki de içermiş garibim fellah.

Ahlaki çöküntülere direnen bir kentte

eğlencesine bir duble atmadan ölmeyeceğim.

Gündüz sufi gece bektaşi elaman

huzura çıkanlar çıksın ben çıkmam.

Ortaya eğlence kusurlara inci gerdan 

kırılsın ruhum aklımı mahmuzlasın divan.

Kim düşerse ardıma azad eder giderim

tuşu doğrudan çoğul sese tıklarım...


Tekdüze tekil süse aldandım

serde nar

yar tarifesi yarım yamalak

derde zar.

Adayı adaya bırakıp gideceğim zahar

ta uzaklarda başka bir adaya har.

Zerre arkama bakmadan

gazete kağıdına tutkularımı sarmadan.

En üst rafa yığdım yazdıklarımı 

hay aklına şaştığım ara her yeri

tutkularımı tutuşturdum yanacağım.

Ve bir süre kaybolacağım lavlarımda

cin saklıyorum antika lambamda.

Bu adamcağızın saçına sakalına

aklar düşmüş tanıklığına.

Günah kazımış diyeceksin çarmıha

kaç can kurban etmeliyim sunağına...


Çöküntü duvarı ada tarafında çökmüş

geçmiş zaman penceremdeki dirilişi silmiş...

Derdo kaç canım var ki uğruna vereceğim 

çoğul seslerin ritmiyle öldüm yine...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...