TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

19 Mart 2024 Salı

FAŞİZMİN GÖLGESİNDE FUTBOL, YAŞA FENERBAHCHE...

 

FAŞİZMİN GÖLGESİNDE FUTBOL, YAŞA FENERBAHCHE...

 

Yıllar içinde tek parti-tek tabanca rejimi, ülkenin ‘futbol belleği diri, futbol mazisi derin’ olduğunu bile bile her alanda olduğu gibi futbolu da kurduğu hegamonyaya hizmete tabi kıldı. Tabiatıyla sahalara ekilmesi gereken önce barış sonra başarı iken, milyonlarca kulüp taraftarını futboldan koparacak düşmanlık ekildi. Neticede başarıyı istediğine hediye eden bilinen kaos. Bu kayırmacayla sektörün silüeti hepten bozuldu. Dolayısıyla bağımsız futbol sistemi olmadığından gelişim ve dönüşüm asla gerçekleştirilemedi. Özerk federasyona sahiplik ve profesyonellik de lafta kaldı. Resmen amatörleşildi. Bu bayağı dayatmaya, 3 Temmuz’a Fenerbahche rest çekince kendisine karşı özerklik, profesyonellik ve sportmenlik tarihe karıştı. Gizli düşmanlık yıllar yılı devam ettirildi…

 

İkinci yüzyılın ilk yerel seçimine sayılı günler kala futbolu göçertme pahasına, Fenerbahche’ye karşı bilindik taktikle birileri yine sahaya sürüldü. Kör topal ilerleyen ve spor aşkına katlanılan ‘Faşizmin Gölgesinde Futbol’ Trabzon’da organize suç olduğu sabit, çirkef sistematik saldırıyla pik yaptı. Çeyrek yüzyıldır din-mezhep-cemiyet eksenli sürdürülen siyaset, farklı ve özgür kalma sevdasını kaba güçle orta yuvarlağa sıkıştırdı. Futbol orta sahada dip yaptı…

 

Öyle ki hem siyah beyaz hem de renkli ‘Zafere Kaçış’ filminin sonunu anımsatan benzerlikte bir işi yapanlar ile birilerine ihale edip yaptıranlar her kimse artık hiç önemli değil. Film bitti. Resmen futbola, futbol üzerinden Fenerbahche’ye siyasi darbe yapıldı. Ve ‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’, futbolun gölgesinde ‘Cumhuriyet’e çökmek isteyenlerle, tarihinin en büyük maçı için kampa girdi. Şimdi devrim zamanı dedi. Yani Nisan ayında toplanacak olağanüstü genel kurul ‘Faşizmin Gölgesinde Futbol’u ve şanlı Fenerbahche’nin geleceğini oylayacak. Yaşa Fenerbahche…

 

Sahnelen tıpkı 3 Temmuz'da olduğu gibi oyun içinde oyun, maç içinde maç. İçerde dışarda ne kadar pislik yapıldığı, futbol kamuoyunun ne kadar provoke edildiği bariz. Fenerbahche’nin periyodik benzerlikle ne kadar haksızlığa uğradığı apaçık. Şimdi çekilen bu filmi bir kez daha dünya aleme ilan etme zamanı. Gericileştirilen memleketin gittikçe gerileyen ve eriyen futboluna aldırmadan, ne güzel işler başardık babında sinsice gülen, yılışık tavırla apaçık sevinen, şerefsizlikle şahlanıp şişinen, güdümlü balon kırkayaklara bir kez daha gününü gösterme zamanı…

 

Eğer 3 Temmuz direnişinin aksine, bir öncekindeki gibi pasif davranılırsa yeni gizli tertipler, baştan sona kurgu ilişkiler ve alakasız ilişkilendirmelerle altından kalkılamaz kumpaslar hazırlanır. Zaten hemen ‘ağır! Tahrik var’ söylemleri yoğunlaştırıldı. Dahası başkanından yöneticilerine, teknik kadrosundan futbolcularına çekilecek operasyonla ‘Büyük Fenerbahche’nin bir kez daha kontrol altına alınma senaryosu güncellenir. Futbolun diğer bileşenleri Fener karşıtlığıyla kendine paye çıkarır, gücenir ve heyheylenir ama realite bu. Yani ‘FB’ dizayn edilirse yeni bir ülke dizayn edilir, ‘Fenerbahche Cumhuriyeti’ yıkılırsa ‘TC’ yıkılır. Nedeni belli, ‘Zaferin Rengi’ belli. Karanlık zihniyetin en zorlandığı takım Fenerbahche, en çekindiği maç Fenerbahche maçı. Bir türlü kazanamadıklarından kör karanlığa tur atlattıramıyorlar. O yüzden yıllar yılı ‘Faşizmin Gölgesinde Futbol’a sığınıyorlar.

 

On yıllardır Fenerbahche futbolla fundamentalizme direndi, faşizme geçit vermedi. Şimdi yerel seçim öncesinde bu direncin kırılması için, futboldan anlamaz karanlık kişilerin yöneticiliğinde huzur bozan olaylar devreye sokulmaya çalışılıyor. Futbol üzerinden yaratılacak toplumsal kaosla yerel seçim harmanlanıyor.  Ancak bu yerel seçimlerin ötesinde bir kalkışma. Özgürlük ve özgünlük sembolü sarı kanaryayı ‘kendilerine mahkûm etmek’ isteyenlerin tek derdi aşikâr. Gaye tarih boyu tüm hain kalkışmalara karşı koyan, futbola sızmaları reddeden takımı aradan çıkarmak. Yaşa Fenerbahche...

 

Sömürgen efendiler iş çığırından çıkınca faşizme bel bağlar. Faşizm de futbola. Çünkü futbol, taraftarların dolayısıyla halk katmanlarının birbirlerine üstünlük taslaması, hayata tutunmanın üst model boyutudur. Bu nedenle takımları ele geçiren buyurgan efendilerin dediği olur. Bu yüzden sistem göçertme taktisyenleri, başta futbol endüstrisini çökerterek, futbolun iktidar yanlısı dönem patronlarını yaratır. Milli ve yerli gösterilen misyonerler futbolun içine sokulur. Böylece siyasal erkin kurmaca ekiplerine ve su dümenindeki takımlara topyekûn saha içi, masa başı destek sağlanır. Ezeli ebedi rakip takımların üzerine oynanır. Şam şeytanı futbol piyonları vasıtasıyla ‘Faşizmin Gölgesinde Futbol’a, türlü ayak oyunlarıyla sanal ve görsel aklanma imkânı verilir.

 

Dün olduğu gibi bugün yalan yanlışta ısrarcılıkla top patlar, fileler boşalır, ağlar delinir ve futbol zevk vermez. Haliyle adı süper değişken, aslı paspas siperlik lig, maddi manevi değer kaybeder. Hatta yok yere kafa göz girmek, sövmek dövmek, silmek sindirmek pespayeliğini övmek yeşil sahalara yayılır. Bu embesil modelin battığı görüldüğü halde, şiddet duvarından bir tuğla çekmek kimsenin işine gelmez. Çünkü duvar anında göçer. Bunu anca ‘Fenerbahche Cumhuriyeti’ gerçekleştirebilir. Sadece izleyen, futbolu göçertme taktiklerine aldırmayanları da kendine getirecek kontratağı başlatır. Kurak zihniyetin eseri esarete direniş neticesinde, futbolda iyi bir şeyler yaşanabileceğini memleket gündemine sokar. Çok yaşa Fenerbahche…

 

Bu dönemin tarihi de illa ki yazılacak. Mevcut siyasi erk, muhalefet, federasyon, hakem, war, her düşünceden her inançtan taraftar, iyi veya kötü futbol tarihinde yerini alacak. Eğer karşıtlık cephesi daraltılırsa biat etmeyişin karşılığı belli. Vuruşarak çekilme. Yok başkanmış, yönetimmiş, transfermiş, zaafmış polemikleriyle izah edilemeyecek bir durum söz konusu. Kim ne derse desin iktidara muhalifliğin faturasını ödemekten çekinenlerin düzeninde futbol tanrısının dediği olmaz.

 

Eğrisi doğrusu on yıllardır Fenerbahche’ye karşı cansiperane mücadele edip, başa yarışan diğerlerine yatanlar da çimlere gömüldüklerinde gizli tezgâhı anlayacaklar. Ama çok geç kalınmış olacak çünkü peş peşe klasman düşecekler. Futbol literatüründen isimleri kazınacak. O yüzden Fenerbahche’nin haklı isyanına destek, dürüst futbolun bertaraf edilme girişimlerini boşa çıkarır. Tek tabanca rejimi ‘Faşizmin Gölgesinde Futbol’dan vazgeçer ve elini eteğini futboldan çeker.

 

İşte hemen yerel seçim sonrası Nisan başı ‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’ olağanüstü genel kurulundaki seçim bu seçim. Yaşa Fenerbahche…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...