FAŞİZMİN GÖLGESİNDE FUTBOL, YAŞA FENERBAHCHE...
Yıllar içinde tek parti-tek tabanca rejimi, ülkenin ‘futbol
belleği diri, futbol mazisi derin’ olduğunu bile bile her alanda olduğu gibi futbolu
da kurduğu hegamonyaya hizmete tabi kıldı. Tabiatıyla sahalara ekilmesi gereken
önce barış sonra başarı iken, milyonlarca kulüp taraftarını futboldan koparacak
düşmanlık ekildi. Neticede başarıyı istediğine hediye eden bilinen kaos. Bu kayırmacayla
sektörün silüeti hepten bozuldu. Dolayısıyla bağımsız futbol sistemi olmadığından
gelişim ve dönüşüm asla gerçekleştirilemedi. Özerk federasyona sahiplik ve
profesyonellik de lafta kaldı. Resmen amatörleşildi. Bu bayağı dayatmaya, 3
Temmuz’a Fenerbahche rest çekince kendisine karşı özerklik, profesyonellik ve
sportmenlik tarihe karıştı. Gizli düşmanlık yıllar yılı devam ettirildi…
İkinci yüzyılın ilk yerel seçimine sayılı günler kala futbolu
göçertme pahasına, Fenerbahche’ye karşı bilindik taktikle birileri yine sahaya
sürüldü. Kör topal ilerleyen ve spor aşkına katlanılan ‘Faşizmin
Gölgesinde Futbol’ Trabzon’da organize suç olduğu sabit, çirkef sistematik saldırıyla
pik yaptı. Çeyrek yüzyıldır din-mezhep-cemiyet eksenli sürdürülen siyaset,
farklı ve özgür kalma sevdasını kaba güçle orta yuvarlağa sıkıştırdı. Futbol orta
sahada dip yaptı…
Öyle ki hem siyah beyaz hem de renkli ‘Zafere Kaçış’ filminin
sonunu anımsatan benzerlikte bir işi yapanlar ile birilerine ihale edip yaptıranlar
her kimse artık hiç önemli değil. Film bitti. Resmen futbola, futbol üzerinden
Fenerbahche’ye siyasi darbe yapıldı. Ve ‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’, futbolun
gölgesinde ‘Cumhuriyet’e çökmek isteyenlerle, tarihinin en büyük maçı için
kampa girdi. Şimdi devrim zamanı dedi. Yani Nisan ayında toplanacak olağanüstü genel
kurul ‘Faşizmin Gölgesinde Futbol’u ve şanlı Fenerbahche’nin geleceğini
oylayacak. Yaşa Fenerbahche…
Sahnelen tıpkı 3 Temmuz'da olduğu
gibi oyun içinde oyun, maç içinde maç. İçerde dışarda ne kadar pislik yapıldığı,
futbol kamuoyunun ne kadar provoke edildiği bariz. Fenerbahche’nin periyodik
benzerlikle ne kadar haksızlığa uğradığı apaçık. Şimdi çekilen bu filmi bir kez
daha dünya aleme ilan etme zamanı. Gericileştirilen memleketin gittikçe
gerileyen ve eriyen futboluna aldırmadan, ne güzel işler başardık babında
sinsice gülen, yılışık tavırla apaçık sevinen, şerefsizlikle şahlanıp şişinen, güdümlü
balon kırkayaklara bir kez daha gününü gösterme zamanı…
Eğer 3 Temmuz direnişinin aksine, bir öncekindeki gibi pasif
davranılırsa yeni gizli tertipler, baştan sona kurgu ilişkiler ve alakasız
ilişkilendirmelerle altından kalkılamaz kumpaslar hazırlanır. Zaten hemen ‘ağır!
Tahrik var’ söylemleri yoğunlaştırıldı. Dahası başkanından yöneticilerine,
teknik kadrosundan futbolcularına çekilecek operasyonla ‘Büyük Fenerbahche’nin bir
kez daha kontrol altına alınma senaryosu güncellenir. Futbolun diğer
bileşenleri Fener karşıtlığıyla kendine paye çıkarır, gücenir ve heyheylenir ama
realite bu. Yani ‘FB’ dizayn edilirse yeni bir ülke dizayn edilir, ‘Fenerbahche Cumhuriyeti’ yıkılırsa ‘TC’ yıkılır. Nedeni
belli, ‘Zaferin Rengi’ belli. Karanlık zihniyetin en zorlandığı takım
Fenerbahche, en çekindiği maç Fenerbahche maçı. Bir türlü kazanamadıklarından kör
karanlığa tur atlattıramıyorlar. O yüzden yıllar yılı ‘Faşizmin Gölgesinde
Futbol’a sığınıyorlar.
On yıllardır Fenerbahche futbolla fundamentalizme direndi,
faşizme geçit vermedi. Şimdi yerel seçim öncesinde bu direncin kırılması için,
futboldan anlamaz karanlık kişilerin yöneticiliğinde huzur bozan olaylar devreye
sokulmaya çalışılıyor. Futbol üzerinden yaratılacak toplumsal kaosla yerel seçim
harmanlanıyor. Ancak bu yerel seçimlerin
ötesinde bir kalkışma. Özgürlük ve özgünlük sembolü sarı kanaryayı ‘kendilerine
mahkûm etmek’ isteyenlerin tek derdi aşikâr. Gaye tarih boyu tüm hain
kalkışmalara karşı koyan, futbola sızmaları reddeden takımı aradan çıkarmak. Yaşa
Fenerbahche...
Sömürgen efendiler iş çığırından çıkınca faşizme bel bağlar.
Faşizm de futbola. Çünkü futbol, taraftarların dolayısıyla halk katmanlarının
birbirlerine üstünlük taslaması, hayata tutunmanın üst model boyutudur. Bu nedenle
takımları ele geçiren buyurgan efendilerin dediği olur. Bu yüzden sistem
göçertme taktisyenleri, başta futbol endüstrisini çökerterek, futbolun iktidar
yanlısı dönem patronlarını yaratır. Milli ve yerli gösterilen misyonerler
futbolun içine sokulur. Böylece siyasal erkin kurmaca ekiplerine ve su
dümenindeki takımlara topyekûn saha içi, masa başı destek sağlanır. Ezeli ebedi
rakip takımların üzerine oynanır. Şam şeytanı futbol piyonları vasıtasıyla ‘Faşizmin
Gölgesinde Futbol’a, türlü ayak oyunlarıyla sanal ve görsel aklanma imkânı
verilir.
Dün olduğu gibi bugün yalan yanlışta ısrarcılıkla top
patlar, fileler boşalır, ağlar delinir ve futbol zevk vermez. Haliyle adı süper
değişken, aslı paspas siperlik lig, maddi manevi değer kaybeder. Hatta yok yere
kafa göz girmek, sövmek dövmek, silmek sindirmek pespayeliğini övmek yeşil sahalara
yayılır. Bu embesil modelin battığı görüldüğü halde, şiddet duvarından bir
tuğla çekmek kimsenin işine gelmez. Çünkü duvar anında göçer. Bunu anca ‘Fenerbahche
Cumhuriyeti’ gerçekleştirebilir. Sadece izleyen, futbolu göçertme taktiklerine
aldırmayanları da kendine getirecek kontratağı başlatır. Kurak zihniyetin eseri
esarete direniş neticesinde, futbolda iyi bir şeyler yaşanabileceğini memleket
gündemine sokar. Çok yaşa Fenerbahche…
Bu dönemin tarihi de illa ki yazılacak. Mevcut siyasi erk,
muhalefet, federasyon, hakem, war, her düşünceden her inançtan taraftar, iyi
veya kötü futbol tarihinde yerini alacak. Eğer karşıtlık cephesi daraltılırsa biat
etmeyişin karşılığı belli. Vuruşarak çekilme. Yok başkanmış, yönetimmiş,
transfermiş, zaafmış polemikleriyle izah edilemeyecek bir durum söz konusu. Kim
ne derse desin iktidara muhalifliğin faturasını ödemekten çekinenlerin düzeninde
futbol tanrısının dediği olmaz.
Eğrisi doğrusu on yıllardır Fenerbahche’ye
karşı cansiperane mücadele edip, başa yarışan diğerlerine yatanlar da çimlere
gömüldüklerinde gizli tezgâhı anlayacaklar. Ama çok geç kalınmış olacak çünkü
peş peşe klasman düşecekler. Futbol literatüründen isimleri kazınacak. O yüzden
Fenerbahche’nin haklı isyanına destek, dürüst futbolun bertaraf edilme
girişimlerini boşa çıkarır. Tek tabanca rejimi ‘Faşizmin Gölgesinde Futbol’dan
vazgeçer ve elini eteğini futboldan çeker.
İşte hemen yerel seçim sonrası Nisan başı ‘Fenerbahçe
Cumhuriyeti’ olağanüstü genel kurulundaki seçim bu seçim. Yaşa Fenerbahche…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.