ABİ, ARDA MİLLİ ARMA BEYNELMİLEL MARKA…
Futbola dadanan sömürgen efendiler, futbol belleği diri,
futbol mazisi derin milleti kıytırık bir federasyona mahkûm etti. Çünkü ülkede olaylar çığırından çıkarsa faşizme
bel bağlanacağından, din-fut merkezli üç-fe formülüne kapı aralandı. Faşist diktatörlük
üçlemesi futbol, fiesta, fado genel politikanın üç-pesi ile kesişti. Yani Para-pul,
pazardan pay, peyderpey peşkeş. Sacayağın futbol ayağı futbol olmaktan çıktı taraftarlar
çerçevesinde halk katmanlarının birbirlerine üstünlük taslama taktiğine dönüştü.
Tam kemirgen-buyurgan efendilerin dediği olacakken kendini futbola adamış bir
çocuk çıkıverdi erkenden pişti, ‘Abi, Arda milli arma beynelmilel marka’ oluverdi
ve tezgâh bozuldu…
Arda, ilk Avrupa şampiyonasında doksanın örümcek ağlarını
temizleyen imzasıyla, unutulmaz arma, uluslararası marka olma yolunu yarıladı. Futbol
dünyası Arda’nın Almanya çıkarmasını imrenerek izledi. Daha fazlasını izleyecek
artık çünkü Arda, ‘büyük arma, evrensel marka’ yolcusu. Şimdi yerli ve millici üç-feci
taktisyenler, zevatı kurtarmaya dönük taktik peşinde. Zaten bunlar yüzünden top
patlak, ağlar delik, yeşil çimen tarla ve futbol ne yazık ki zevk vermez halde.
Ancak Arda, futbolun ana gayesi üç direk arası gol tadını bunlara ve tüm
dünyaya ölçülü ayaklarıyla anımsattı. Arda değerine değer kattı. Muhteşem bir golle
bol seyircili Euro 2024’nin önemi bir kez daha arttı. Pek yakında rengini
kaybeden, tatsızlaşan futbola el atma heyecanı, tribünleri kasıp kavurur.
Şimdilik feryadı figan kopmasa da turnuva sonrasında tatlı hengâme başlar.
Temaşa güzelleşir. Bu kaypak federasyon, Arda’lı milli takım başarılarına veya
başarısızlığına sığınmadan çeker gider. Gitmezse gönderilir. Gözünün yaşına
bakılmadan gönderilmelidir...
Aksi halde ülkede komple takım taraftarlarının açık ara
sevdiği, içtenlikle gururlandığı, evladı gibi kucakladığı dünya yıldızı olmaya
aday Arda ve arkadaşlarının yaşattığı milli heyecan kısır döngü tüccarlığına
kurban olur. Bayram zehir olur. Bir
türlü kurulamamış yerli futbol endüstrisi, Arda sayesinde bedavaya piar yapan federasyon
ve kalantor kalıntısı tekeli, tıpkı moral değerleri çürüyen, ekonomik darboğaza
giren, zamlara zumlara aldırmayan, resmen yıkıma yol açan alelade politik kaçamaklar
gibi. Avrupa seferine masrafları karşılanan bine yakın yandaşla çıkılmış. Salt
o nedenle bile bu kıtipiyoz federasyon saltanatı sürmemeli…
Bu gizli kumpasçı federasyon futbolun baş belası olalı beri,
millet milli maçları izlese de aldığı tat eksik. Ancak turnuvaya katılımcı ülke
futbolseverliği Arda sayesinde pik yaptı. Arda ve Milli arma aşkı, federasyon
fitnelerinin bir süreliğine bir kanara bırakılmasını sağladı. Futbolun bu büyük heyecanına ortak olma arzusu
ivmelendi. Arda sayesinde usanmaksızın güler yüzlü nezaket, sabır ve cana
yakınlık güncellendi. Arda, yaşının çok üstünde olgun tavrı, saf ve temiz
utangaçlığı ile futbol efsanesi olma hedefine koşarken, gençlere ve genç
kalanlara başka kariyer planlamasına gerek duyulmayacağını gösterdi. Zaten sahip
olduğu yetenek dünya çapında efsane olmaya çok fazla. Yani futbol geleceğini
bizzat kendisi yazarken, tarih te onu yazacak…
Yeter ki çok bilmiş abileri gibi yapmasın. Politikanın
gölgesinde yaşanan operasyonları, maharetmiş gibi futbol kamuoyuna taşımasın. Tökezleyen
iktidarları kurtarma kalkışmalarına kapılmasın. Sırf futboluna baksın. Yıllar yılı faşizmin ayak oyunlarından
nasiplenen ve sacayağı tamamlayan ayakçı futbola ve yardakçı futbolculuğa prim vermesin.
İşte o zaman turnuvadaki diğer iki maç kazanılmasa da Arda gibi futbol
emekçileri sayesinde futbol kazanacak. Arda, futbol denen oyunu güzelleştirecek
tüm unsurlara ve melekelere sahip parlayan bir melek. Tek rakibi var attığı her
gol sonrası, çaktığı kıpır kıpır eden yürek selamını kendi çıkarları için
kullanacak politikacılar ve uzantısı federasyon. Arda milli arma olduğunu dünya
aleme kanıtlarken, ondan nemalanmak isteyen iktidar ve iktidar yandaşları, akıl,
mantık ve vicdan dışına taşarak futbolu yeniden ele geçirme telaşına düşebilir.
Arda, işte bu abilere bu genç yaşta ‘milli
arma’ oluşunun gereği futbol dışında asla geçit vermemeli. Genç yaşta edindiği ‘Arda
milli arma, evrensel marka’ imajını çok renkliliğe düşman abilere kesinlikle kullandırmamalı…
Arda’nın doksana çaktığı gol gösterdi ki eğer Euro 2024’de
futbol topu pinpon topu doğurmazsa, bu kırtıpil federasyona rağmen futbol
kamuoyu, futbolun geleceğine dönük asgari müşterekte birleşir. Çözüme dönük
ciddi kararlar alır. Futbol enerjisi küçük dünyaları sarar. Arda gibi milli
armalar çoğalır. Ülke futbolu prestij kazanır. Futbolseverler üzülmez. İktidar
erkine güvenip, renkler arası düşmanlık körükleyenlerin böl, parçala, yönet
hesabı tersine çevrilir. Yeniden yapılandırılacak ulusal sektör,
diktatoryaların futbolu kullanmasını engeller. Faşizanca gizli emellere kavuşma
hırsı mazide kalır. Üç Fe tarih olur. Futbol elçileri sayesinde Üç Pe fiyakalısı
politikacılar, politika mezarlığına gömülür…
Arda’nın doksanlık açıya gönyelediği üç direk arası gol
zevkine yürek dayanmaz. Hadi bakalım ‘Arda boylum Güler yüzlüm’ sen Ferdi ve
diğer yeşil saha emekçileri, yirmi otuz yılda bir gelebilecek futbol mucizesine
birlikte yol verin. Federasyonun takımı değil Milli takım olduğunuzu hissettirin.
İşte o zaman her skor ve sonuçta yolunuz yolumuz diyen milyonlar, Arda başta ‘milli
arma beynelmilel marka’ olduğunuzu tescilleyecektir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.