TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

3 Şubat 2025 Pazartesi

POLİTİKANIN FENDİ, ALEVLERİN EFENDİSİ

 POLİTİKANIN FENDİ, ALEVLERİN EFENDİSİ

Ocak ayı ve karanlık dönem aymazları resmen ayıp etti. Yılın nasıl zor geçeceğinin veya hiç de kolay geçmeyeceğinin resmi kıvılcımı oldular. Ve olumsuzluklar çıtası alev alev yükseldi. Daha Şub-arta kalmadan bir gece yarısı, ara tatilciler politikanın fendiyle ve alevlerin efendisiyle yüzleşti. Varsıl vurdumduymazlığının faturası demir gibi ağırdı. Ocaklara yine kor ateş düştü; Kar tatilinde parasıyla insanlar yandı, kar siyasetinde sırasıyla insanlar tutuklandı. Yani köhne açılıma, hülle saçılıma dur durak yok gibi. Yine elde yas, dilde yasak, gözde pas, paçada pasak. Demek ki; 'zam, zulüm, işkence' formatlı hayat anca böyle devam ediyor ve bundan böyle de öyle devam edecek...
Dahası doğal hayatın tam tersine harmanlanıyor her şey. Kendini Tanrı'nın yeryüzündeki gölgesi zanneden çokbilmiş zatlar 'ham gayret, tam cesaret, ölümüne ticaret' bayraktarlığı için kıyasıya yarışıyorlar. Zaten pay ve paydacılık akışkanlığı, küflü süflü beyinlere musallat olan yozlaşı ve kaypak sistem arsızlığı sınırsız alev kusar. Kustu da ve nice canlar daha çok yandı. Öyle ki; 'Deniz, Mahir, Ulaş... Kurtuluşa kadar...' yankısı ilelebet, haklı dirence al sancak olur. Olur elbet ama ne yazık ki yine hiç suçsuzlar, karlı dağın başındaki faciada erirler. Ya felakete açık davetiye çıkaranlar pek yakında yırtarlar. Ya yakınlarını insafsızlık ve vicdansızlık yüzünden alev topunda kaybedenlerin yüreği, sanki gelmiş geçmiş facialardaki gibi yine yandığıyla kalırlar....
Bu arada etki ve yetki çıkmazına bahaneler üreterek vakaya yanlı bakanlar veya hiç bakmayanlar, umursamaz havada vaktiyle alınmayan tedbirleri veya geciken önlemleri unutturma derdinde. Oysa sorumlular burada da açık seçik belli; onlar on yıllardır politikanın örümcek ağına takılanlar ile yüz yıllardır alevlerin efendisine tapınanlar. Yıllarca yılışık tapınmayı güncelleyenler. Kar oteli yangınından, yüreklere düşen kor ateşin özü özeti işte bu. Yani politikanın fendi, alevlerin efendisi kimleri yedi yuttu meselesi...
Yıllar yılı aynı pervasızlık, aynı politik plansızlık. Büyük ihmaller zinciri ve zincirleme kayıtsızlık neticesinde sapkın alevlere kurban verilen aileler. Uçurumun başına resmen ‘gecekondu’ gibi kondurulan, bol ağaç aksamlı ve güvenceli yangın merdivensiz bu ucube tesisin malikine zamanında sorulmalıydı; ‘hemşerim nerelisin?’ sorusu. Eğer pikinden dibine sorulabilseydi, durduk yere toplu yanma hali gelmezdi belki başa. Madem kader böyleymiş ki başa geldi es geçilip ‘hemşerim memleket nere?’ sorusu şimdi sorulabilse,
mesele hemen anlaşılacak. Yani 'Bu muhterem bizdendir' kayırmacılığı, yaşanan büyük felaketin ve derkenar büyük günahın tescilli markasıdır. Alenen görülecek o zaman yalandan tedbirler ve yavan bahanelerle alevlerin efendisini azdıranlar kimler? Resmen suçluların Lale devri efendileri olduğu apaçık tescillenecek. Beyaz lale efendiler, alevlerin efendisiyle asla oyun olmaz öğrenecek...
Soft kar tatili için Avrupa Alpleri’ni tercih eden alpler veya dünyanın başka sıradağlarını tebdili mekân fetheden alpaslananlar sanki kurtuldular alevin efendisinden. Veya kış ortası abu-dabi yaz tatiline bulaşan muteber muhteremler sanki sıyırdı. Çünkü on yıllardır bile bile bu kötü gidişata yol veren er veya dişi çakma dehalar da dahildir bu büyük günaha. Yani topu ortaktır, yakıcı alevlerle gelen malum ortaklığa. Kolay sıyrılamazlar öyle. Ortada olayı hafifletecek hiç makul sebep de yok ayrıca. Her olanda olduğu gibi hovardaca gaflet ve emanete hıyanet var. Kızıl alevlerin efendisinin ifrazatına kalmış, toplu iflas var. Öyle yasak masak gölgesine sığınılarak, acılı paylaşımları eğip bükerek sorumluluktan kaçış yok bu kez. Ama maalesef bire bin kılıf uydururlar endişesi yine baş köşede...
Salt kar siyaseti için alevlerin efendisiyle yüzleşmeyi veya bir gün mutlaka yüzleşileceğini hiç tınmadan, ‘politikanın fendi muhalefeti yendi’ güdümlü bombardıman da hepten can sıkıcı. Kör cahil bilinçsizliğiyle biteviye haklı çıkmaya çalışma çabası da boş dava. Bu tip hesabı zor verilebilecek felaketlerden, iktidar bünyesine yamanma ve suni milli hareketlenme icadıyla kaçmalar artık yeter. Bu tur bindirme zaafı tutmamalı hiç. Ancak kalibresiz kibirlenme, katmerli kirlenme, kusurlu kurumlanma, mevcut erke çöreklenme ve ganimet devşirme kiliseci mantığı çoktan çöktüğü halde halden bilmezlik hala devrede. Oysa devasa çözüm belli, acilen sandık...
Politik parametreler ve ekonomik ibreler tek seçenek olarak açıkça seçimi gösteriyor. On yılların yüzsüzlüğü zirveye kurulunca ve alevlerin efendisiyle yüzleşilince, iki yüzlü politiklerin ağır kusurlu olduğu bir kez daha ortaya serildi. Şimdi binbir kumpasla kapatsan kapanmaz usulsüzlükler varsa, iki dağ arasına yerleşip dilek tutsan ne fayda. Adalıları adamakıllı tutuklasan ne fayda. Çünkü kula kulluk kumpanyasına para pul yetmez, alevlerin efendisi her zaman papara yemez...
Sonuç itibariyle küresel ölçekte dayatılan karma da marka da karlı dağın başında anında yandı kül oldu. Olan yine hiç suçsuzlara oldu. Küresel güç simsarları ve yerli işbirlikçileri demokratik olmayan yöntemlerle yıllarca telafisi olmayan çatlaklar oluşturmuştu. Alevlerin efendisiyle çarpışmak yerine, her musibette olduğu gibi çark eden skandal politik oluşum, bir çentik daha attı masumlar dünyasına. Dünyalıktan vazgeçmezler yine ‘bundan sonrası volkan, benden sonrası tufan’ yalanlarına sarılır. Çünkü siya sabır telkin eden ucube rejim, resmen öldürücüdür. Heves tıkandığında hemen tapınakçı piyonlar devreye sokulur ve algı pazarı şenlenir. Anlı şanlı imajı verilen kusurlu kurgular hayata geçer ve zifiri karanlıktan beslenen politikanın fendi ile alevlerin efendisi yine gölgelerin efendisine sığınır. Yani yine efendiler götürür...
Doğal hayatın zıddına sıradanlık işte böyle birşey. Hazıra kar dayanmaz dağında, alevlerin efendisiyle yüzleşen millet ve politikanın fendi memleket, gölgelerin efendisinden kurtulmaya hazır. Hazır da şu karanlık dönem aymazları resmen ayıp üstüne ayıp ettikçe bir sonraki Ocak ayına ulaşmak oldukça zor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

YİNE YER SARSILDI, ZATEN YER GÖK BETON…

  YİNE YER SARSILDI, ZATEN YER GÖK BETON…     Yine yer sarsıldı, Silivri açık denizinde altı nokta iki. Eyvah ki eyvah, zaten yer gök ...