KILIÇLARIN GÖLGESİNDE ÖDÜL VE CEZA
Yaşam denilen şey düşük düzeyli ödül ve ceza
temelinde, ileri seviyede sürdürülebilir güvenli gelecek ayarlamasıdır. Ancak
ayarsızlık ve arsızlıkla yakalanılan seciye kırılması, güveni yıkar. Bir kere
yıkılmaya görsün, tekrardan güven tesisi zordur. Yaşanan güven kaybının yanı
sıra ahde vefa da tüketilince, artık yaşamla barışık kalmak hepten güçleşir. Emsalsiz
embesillikle emanete hıyanet devam eder gider. Ve kılıçların gölgesinde ödül
ceza, ceza ödül olur…
Akıl odalarına hangi akılsızlar girer, hangi yarım
akıllılar girip çıkar, kamaralarda ne ucuz hikayeler düzülür, falezde ne acayip
masallar yaşanır ve yaşatılır, faraza kimler lafta kaderin cilvesine çarpılır,
hepsi kılıçların gölgesinde kalır. Diğer yandan akla zarar melun mesailerde,
hiç sakınmasız ödül ve ceza yakıştırması birbirine karıştıkça, yaşamda yeni
sayfalar açmak, açılsa da günceye güzel el yazısıyla artı güzellikler karalamak
da güçleşir. Yani sapla samanı, günahla sevabı, ödülle cezayı karıştıran yüzsüzler
yüzünden ak günler kararır, günlükler su gibi karalanır, günden güne aynaya
düşen anılar yaralanır. Çünkü yanlış yolda atılan küçük bir adım, doğru yolda
atılan tüm büyük adımları da küçültür. Seviye düşer, seciye banalleşir ve devasa
boşluk sarar atmosferi. Kutup soğuğunu solur, kör karanlığa hapsolur sıcak
nefes…
Nefaset kaybı, nefessiz bıraksa da ağırdan ağır acı
verse de acı gerçeklerin üzerine gitmek başta korkusuzluk icabı, sonra her
yanlışı düzeltmek cesaretidir. Acizliği bitirmek, zayıf görüntüyü silmek illa
ki insanlık gereğidir. Yaşamın yansıttığı kirli yüzü kibirlenerek yaşamayı
seçenlere, sevmek ve kollamak bir yana ödül babında cezayı kesmektir dava. Yüzsüzleri
ebediyen unutmaktır hava. Zaten ödül ve ceza çerçevesinde gelişen çaresizlikle ve
yüreğe dokunan izafi derinlik oranında yaşanır, yaşam denilen şey.
Geleneksel izlerin dışlanması ve tarihsel bilinç
eksikliğiyle perçinlenen zayıflık, tutsaklık ve bağımlılık yaşamı direkt
etkiler. Övünülen müflis toptancılık sırf gücü temsil edene tapmayı, tapınmayı
getirir. Çağ dışı çapsızlık, çiğlik ve çirkinlik yaşam düzeneğinin paslı çarkını
biteviye döndürürken, vahim bir vakayla tüm roller aniden değişir. Ve ne yazık
ki yalan yanlış yamanmalarla, deliksiz dedikodularla, medeniyetsiz iftiralarla
biçimlenir gelecek. Göz göre göre yapılan tek bir yanlış, yetinmeyip iftira
üstüne iftira çalmak, koca memleketin dahi adını unutturur. Asla unutulamaz çarpık
tavır, her şey pahasına yaşam yalağından nasiplenme şevki, kölelikten hallice geçici
misafirlik başlatır. Bu confessor yelteniş ne yazık ki ne idüğü belirsiz yelloz
kimliklere mecburiyeti de günceller. Kalan ömür de çeyreği yarısı bahaneleriyle,
kamuflaj kandırmacalarla, boşa geçer gider…
Kambur zambur kasıtlı hamlelerin yaratısı kısır
döngüde, doğal yaşama kasvet bulaştıran mikropların bir gün mutlaka
cezalandırılacak olması ise sönüp giden keyiflere balans, katmerli kahra da türbülanstır.
Zaten akla eseni yapma serbestisinin ve ağır kusurlu kuryeliğin kıyamete dek
sürmeyeceği de besbellidir. Kıyamete dek akla takılan, kılıçların gölgesinde verilecek
ödül ve kesilecek cezanın, geleceğin yok edilmemesi, çoluk çocuğun yarınlarının
çalınmaması, doğru karakterin zaafa uğramaması, tatlı sert otoritenin defi veya
yeniden güven tesis etme peşinde yıllar yılı koşuşturmanın resmen hiçe sayılmasını
karşılayıp karşılayamayacağıdır. Beterin beteri ortaklığa ve şen ortaklarına ortalık
yerde kesilecek bariz cezalara hazırlıklı olmak ve ödül babında ceza kuşanmak rastgele
diyarının temel gerçeğidir.
Tarihte bir gün bir akşam serinliğinde rastgele diyarında,
random civarında yaşam denilen şey, ödül ve ceza dergahında serseri ruhlu bir
delikanlı gibi semirir. Kılıçların gölgesinde ağır yolcular seyir halindeyken, ayarsızlık
çoğalınca, göze batanlar artınca, bilmeceler çözülünce, akıl da ruh da yanar,
ten de. Ve yeni başlangıçlar hepten zorlaşır. Ödül ve cezaya ilişkin kargaşada çözülmeler
ve çöküş hızlanır.
Hep yeni bir hikâye, hep yeni bir olay. Her türlü kuyruklu
yalanla bezeli oyalama taktiği kabilinde, kabile yıkan misyonerliğe sürüklenmenin
getirisi sünepe perdelemesidir. Mansiyon ödülü ise bir hayal dünyasına
kapılanma ve yarım akıl odalarına izinsiz hapsoluştur. Yarı çıplak vücutlarda
sağlıklı etki-tepkilerin kalıcı izlerine sinen, kızıl güneş yanığı ve zavallılıktır.
Arsızlık adalarında kuyu kurutan hırsızlıktır. Her şey bir yana huzurla
katlanılması gereken ödül ve ceza, yaşamın suça, suç işlemeye ve suç önlemeye
dönük yüzüdür. Yüzsüzlüğü gidermeyecek olsa da tek çare haklı isyanlara açık
kapı bırakmaktır.
Kılıçların gölgesinde hayat denilen şeyi, düşkün
seviye ve düşük seciye temelinde kılıksızlarla buluşturanlar, hayal
kırıklıkları ile dolduranlar, doğanın kurallarına aykırı donatanlar, başka çıkar
yol kalmayınca ihanet pazarlamasına yönelirler. Emanete hıyanetle başlayan ve gittikçe
azgınlaşılan bu dip yolculukta, pik yapan utanç ve ıstırap kıvranışlarıyla, aleni
ve kasıtlı karalamalar, yanlış üstüne yanlışlar ve de sahte suçlamalarla ödül
ve ceza girdabından kurtuluş yoktur. Zaten bu sapkın yol, yolsuz pişkinliğin
zararıyla toplu intihara dek uzayan bir yoldur. Ayrıca kılıçların gölgesinde ödül
ve ceza her gün, güne özel yeniden güncellenir.
Kılıçların gölgesinde tasarlanan ödül ceza, tanımlanan
ceza özeldir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.