BAYRAMOLA GECİKİNCE…
Lafın özü, öz, özgürlük, bağımsızlık, tam bağımsızlık yolunda tökezleyen, emanetleri iç edilen, adaleti geciktirilen memleketin her bayramı uzun tatile dönüşür. İşte bu yüzden bu bayram sadece aç bilaçların ve deniz gözlü rengârenk çocukların bayramı kutlu olsun. Çünkü belli zamandır vadeli tatile bağlanan her bayram, deniz hevesiyle biçare atmosferden havalanmayla beterin beteri havada seyrediyor. Kutlu olsun ama tatile havale edilen nafile bayramlar noktasına evrilenlerin ki değil. Garip gurabanın, aç bilaçların ve her renkten deniz gözlü rengârenk çocukların bayramı kutlu olsun...
Zaten deniz derya, göçmen kuşların hayatı aşkla söylenen bir özgürlük şarkısı kadardır. O yüzden nefes ve ritim bunalımında onca örselenmeye karşın, öz itibarıyle özgürlük dürtüsünü tetikleyen bayram için tatilden dönüşü gerçekleştirenlerin bayramı da kutlu olsun. Arsız kaçamakların ve tatile kaçanların ki değil. Sadece başı gökyüzüne ve derin maviye çarpan minik kalplerin bayramı kutlu olsun. Gerisine bayram gelmiş seyran gitmiş zaten nafile. Zaten bayram dediğin dört duvar, tel kafes arifesi bir nefeslik rahatlama. Lafta bayram bayram ola niyetiyle, sus pus ortamına aldırmadan hayata gecikmişliğe kısa bir tatil havası revaçta. Oysa özgürlüğü arayan küçük kara balığın bayramı, salt okyanusa ulaşmak. Yunustan balinaya evrilip adaletli dünyalara özgürce açılmak. Geciken adalet bayramına kavuşmak. Renkleri deniz mavisi, okyanus lacisi...
Boşa böbürlenilen şu memlekette ne yazık ki her çocuk hiç de yaşamaması gerekenleri yaşıyor. Her çocuk ruhu vurgun yiyor. İç dünyalarda hep en acılı bayramlar. Örselenen kuşun şarkısı, ölü balığın hafızası, incinmişlik ve sabır. Daha çok bayramlar gelir geçer ama ne yazık ki her bayram ömrü çökerten derin karanlık. Tarihi macera çılgınlığı. İşte bayramlar bu yüzden geciktikçe gecikiyor.
Arada arastada özlenen ise küçük dünyaları meteor yağmurlarıyla yıkayan saf düşler. Anılar bolluğunda hırçın dalgalanmalar. Haliyle hepsi yakın geçmişi perdeler, hepsi uzak geleceği bile karartır.
Yoğunlaşan yarı karanlıkta bayramdan bir günün anısına hiç affedilmez dünya yükü taşınır. Bayram seyran babında, bayram bayram ola mahsusatı can acıtır. Durduk yerde varlık darlık çakışması güncellenir. O yüzden bayram seyran hiç farketmez, üç beş günlük hayata molalar da çabuk geçer. Tatil biter ve garip gurabaya, aç bilaça ve çocuklara geciken bayram başlar...
İşte sırf bu yüzden bu bayram bayram ola, hiç gecikmeden sadece garip gurabanın, aç bilaçların ve her renkten deniz gözlü rengârenk çocukların bayramı ola...
Bayram kutlu olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.