KILIÇLARIN GÖLGESİNDE, GAZETECİ YAZAR…
Yaşam gemisi, karma karışık denizde yalpalıyor. Çünkü günler, dostun düşman, düşmanın dost, sahtenin gerçek, yalanın doğru benimsetildiği günler. Yıllar yılı sıkı sıkıya sarılınılan, canla başla savunulan ve gülün hatırına dikenine katlanılan tüm değerler erozyona uğratılmış. Moral değerler çökertilmiş. Her anıyı nesnel reaksiyonlar hepten rasyonellikten uzaklaştırıyor. Baştacı edilesi gazetecilik ve yazarlık, kılıçların gölgesinde hapis...
Kılıçların gölgesinde dostu düşman, düşmanı dost, sahteyi gerçek, yalanı doğru eylemek için gazeteciliğin tersi bir tutum ve eylemlilik sergileniyor. Bu tezgahtarlar asla gazeteci sayılmaz. Köşesi, köşecisi, köşe dönmecisi bağlamındaki yazarlık da yazarlık olmaz...
Günleri vuran kara gölgeli düzenekte çok zor iş gazetecilik ve yazarlık. Yazmak ve çizmek, bilakis düşünmek en zor iş. Çünkü onmaz bir edilgenlik sarmış dört bir yanı. Mevcudun kontrolündeki yasalar ve alışılmadık yazısız kurallar, düşüncenin ifadesini bir şekilde cezalandırıyor. Eza ve cezaya aldırmadan, kılıçların gölgesinde gazetecilik ve yazarlık uğruna, elini oynatana, dilini tutamayana, kırık kalemi işleyene aşk olsun. Aşk olsun...
Zaten kılıçların gölgesinde çember daraldıkça içeride veya dışarıda hiç fark etmez. Yaşam gemisini batıran bir mekân aldatısı semirir. Sembolsüz sanal uzay boşluğunda, bilinen veya bilinmeyen bir yerde akla gelen mutlaka başa gelir. Ve kılıçların gölgesine hapsolur zaman...
Zamane dünyasında büyük sermaye gerektiren kurumsallıkla tekleyen basın ve tüm medya türlerindeki tekelleşme salt parapolitiklerin iktidarda kalabilmesine hizmet eder. Alenen faşizanlığın alameti farikası bu bacadan tütenlerle olan fakire olur. Fakir zehirlenir, zengin zenginleşir. Genel amaçlar örtüşmeyince de krizler peşpeşe yaşanır. Deniz uyanır ve yaşam gemisi sallanır...
Kılıçların gölgesinde gerçek ötesini aralamak için toptancı yılışık yapışkanlığa ve yaptırımlara direnenler, Gazeteci yazar aşkıyla tekerlenmelere karşı duranlar hakikatin temsilcisidir. Sağır sultanın duyduklarına da sosyal denetimci. Demokrasinin varlığı yokluğudur asıl mesele. Demoklesin kılıcıdır tartışılması gereken. Bu bozuk düzende, kılıçların gölgesinde gazetecilik de yazarlık da direnmekle olur ve de çok zordur. Bu azgın süreçte gazetecilik namı hesabına veya gelecek kaygısı ve yazar vasfıyla ortaya koyulması gereken, egemen kültür kendi normlarını oluştururken, karşıt kültürler de kendi kültürünü üretip ebedi mücadeleye ilham olmasıdır.
Kılıçların gölgesinde gazeteci yazar, dosta düşmana karşı doğruları haykıran ve aykırı kalandır…
O halde “Yaz gazeteci yaz…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.