KİRLİ DÜNYANIN HİTLERİ
Uygarlık çağında, çağdışı uygunsuzluğu bariz yöntemlerle kurgulayan tipler, bitler ve hitler büyük devlet normlarına kanlı militarizmi ve ağır bürokrasiyi katar. Çağdaş ve demokratik normların yerine bunları yedirmeyi yeğler. Gizli amaç kısa süreli tutar ama uzun süreçte araç, amaç tutmaz. Ve durum olmadık yerlere evrilir, bozuk vaziyet çok başlar yer. Bu arada yığınla reel sorun, çağdışı sorularla kapatılmaya çalışılır. Sırf sallanan platformda kalmak için sırf ayakta kalabilmek için doğru yanlış her şey yerlerde süründürülür. Geleceğe çözülemez denli birikmiş dertler kalır. Kolay ödenemez borçlar aktarılır. Ve yarınlara kirli savaşlarla yüklü, kirli bir dünya bırakılır...
Zamanla strateji ve proje çıkmazında tıkanmış bütün yönetimler ve yöneticiler yarınlara dair umut üretemezler. Doğruyu ilandan vazgeçerler, yalan yanlış salt günü kurtarıcı, idareci bir role bürünürler. Kendileri, aileleri ve işleri dışında kalan her kim ve ne varsa hiç önemsemezler. Sadece ayrıntılarla cebelleşerek biraz zaman kazanırlar. Her zaman içinde bulundukları hal ve gidişi saklayarak, kötüleşen durumdan hiç ders çıkarmadan, ders verir konumda kudret tesis etmeye çalışırlar. Ancak her girişim nihayetinde sonuçsuz kalır. Bilanço daima zarar gösterir...
Bilinen veya bilinmeyen nedenlerle sorumlulukların hafife alınması, zamanla insan karakterini ve girişim yeteneğini de yer bitirir. Yersiz çıkışlarla güven ve gelecek istismarı artar. Meseleyi böyle çözmeye çalışanlar mutlaka en büyük buhranları da hazırlarlar. Buhrana tanıklık edenler ise kirli dünyanın çok katlı zorluklarını derin derin yaşarlar. Ele geçirilen fırsatları vaktiyle değerlendiremeyenler ve ister istemez çemberin dışında kalanlar için mevcuda mecburiyet ve mahrumiyet reva görülür. Bizzat bir yerlere güvenenlere karşı tek çıkar yol, tüm zorluklara karşı eldeki tek kallavi silah ise ne pahasına olursa olsun uygarlık seviyesine ulaşma çabasıdır...
Yıllar yılı çağdışı iradeye bel bağlama özgür düşünme yetisini köreltince kişilik zaaflarıyla yaşamalar güdümlenir. Emre itaate endeksli icraata yönelme ve boyun eğmeler güncellenir. Tek bir rotaya teslimiyet tescillenir. Tek egemen güç devlet, sermaye tekeli icazetiyle her alanda aklı havada hükmetmeye başlar. Güce tapınmanın sonucu ise çekingen, korkak ve hasta tiplere, endişeli bitlere ve halden anlamaz hitlere sistem içinde yer açılmasıdır. Bunlara pik yaptırılınca, uygarlaşma uğraşısı da dip yapar. Büyük devlet ve millet, kirli dünyanın istediği doğrultuda çöker...
Çöküntüye uğrayan ve hantallaşan irade, tüm uygar uygulamaların aksine körkaranlığın tesirinde kalmış cahil, miskin, tembel ve korkak, özgüvenini yitirmiş tebayı kullanır. Dünya kirlendikçe kendini garantiye alma derdine düşenler ve öbür dünyayı garanti görme telaşındakiler boşa harcanan yılların baş müsebbibidirler. Uygarlık yerine canpazarındaki uygunsuzluklara müsaade edenler ve gününü gün eyleyenler kirli dünyaya yakışanı yapmaktan asla geri durmazlar. Böylece yetkin yönetici ve doğru yönetme vasfıyla halledilebilir her bir mesele bir başka güne ve geleceğe ertelenir. Yarınlara aktarılır. Bu arada kirli dünyanın sunduğu hiçliğe kapılmak, savruk savaşlarla egemen sermayenin himayesine girmek veya mevcuda karşı koymamak uygarlık çağının çok uzağına konumlanma ölçüsüdür...
Ölçü bir kez kaçtığında, fırtına geçse bile ortada ne büyük devlet kalır, ne de millet. Ve uygarlık çağı kolay kolay yakalanamaz. Sadece kirli dünya hitlerinin dediği olur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.