TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

29 Ağustos 2022 Pazartesi

30 AĞUSTOS ZAFERİ VE MUSTAFA KEMAL...

 30 AĞUSTOS ZAFERİ VE MUSTAFA KEMAL...


Yüz yıl öncesi, emperyal dünya ve yerli işbirlikçileri bir türlü bu milleti yenmeyi başaramadı. Yüz yıl sonrasında bin türlü dalavere ama sanki yine başaramayacaklar. Başaramazlar çünkü bin yıl geçse de 30 Ağustos Zaferi bu milletin uğuru, Mustafa Kemal ilelebet bu milletin tam bağımsızlık umudu...


Tam yüz yıl önce silah yok, ordu yok savaşamayız denilerek sıvışıldığı, topyekun mandacılığa sıvanıldığı bir dönemde sabırla düzenli orduyu kurdu Mustafa Kemal. Takalarca, kağnılarla silah muhimmat temin etti. Mehmetleri zafere inandırdı, her bir mehmedi altın sırma ile işledi. Mehmetçiği şehitliğe gönüllü etti. Vatan uğruna şehadet imanlı bir millet yarattı...


Akıl işi değil, ak akçe olmadan savaş olmaz, savaş için çok para lazım diyerek kıvıranlara, para bulunur dedi ve komün komünist demeden para buldu Mustafa Kemal. Canımızı almaya yeminli yığınla düşman var, içlerinden birine mandalanalım kurtulalım diyen salt günü kurtarma yağcılarını şiddetle reddetti. Bağımsızlık uğruna garip guraba milletiyle yekvücut, iç ve dış düşmanlara tek başına karşı durdu. Akıl dolu hamlelerle düşmanın topunu yendi. Zor kazanılmış bir kutlu zafer, 30 Ağustos…

 

Mustafa Kemal Paşa 30 Ağustos'ta; "yürüdü uçurumun başına kadar.

Eğildi durdu. Bıraksalar Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı…” destanlaştı. Ata toprağının kurtarılması için hiç atıp tutmadı, asla asılsız laflara kanmadı. Ağır şartlardan yılmadı ve Hak doğrudan zerre sapmadı. Halkından kopmadı. Zalimlerden zerre korkmadı. Ve Dünyanın görüp göreceği en büyük siper savaşlarından, süngü savaşlarına ve de son taarruza dek gözünü huzurla kırpmadı. Ar namus uğruna kar taş üzerine paltosuna yattı hiç rahat uyumadı. Dost düşman hiç rahat uyutmadı. Hainlerin peşini bırakmadı. Ve Mustafa Kemal sayesinde bir millet uyandı, bir devlet doğdu, bir Cumhuriyet ki takdire şayan, küllerinden kuruldu…


Kutsal isyanın zaferle taçlandırılacağı ilk gün alacasında kutsallar üzerine yeminler ettirdi ve o yeminden asla kata dönülmedi. Hali vakti kalmamış, hançeresi yaralı, çarığı çaputu delik, lokması kuru ekmek, dudak ıslatan yudumu üzüm hoşafı, giysisi perperişan, çulu yamalık, elde kalan en öldürücü silahı süngüsü Mehmetçiğin, onca yıpranmışlığa rağmen kurtuluşa tam inançlı ordunun, en önündeydi Gazi Mustafa Kemal. Etrafında komuta kademesinden neferine şahadet şerbet, er gadın gız koca bir memleket...

 

26 Ağustos’un keskin bıçak ayazında tam bağımsızlık için hücuma geçeli, taarruz edeli, yedi düveli Karşıyaka'da denize dökeli ve büyük zafere ulaşılalı tam yüz yıl. Yüz yıllar geçse de kıyısından köşesinden tarihe bulaşanların, dünyaya tarihin kırıntılarından bakanların asla unutamayacağı bir zafer 30 Ağustos. Dost düşman herkesin ilelebet anımsayacağı bir milletin tarihi serüvenini yazan, tarihin akışına yön veren unutulamaz isim Gazi Mustafa Kemal Paşa. Atatürk bu kutlu ilerleyişin önderiydi, muharebeyi bizzat yöneten komutanıydı. Başkomutandı... 


Şimdilerde koltuk hırsıyla yalandan anti-emperyalist nutuklar çekenler, lafta kapitalizmle ekonomik savaş verenler, emperyal emellerle havanda su dövenler, mirasyedi havasında havadan övünenler, yıllarca Cumhuriyet nimetlerinden faydalandılar. Bunlar ne yazık ki bu Büyük Zaferi içten dışa, gizli kapaklı inkâr edenler. Dünya mazlumlarına sembol 30 Ağustos ile perçinlenen kutlu dirilişi ve kutsal isyanı hiçe sayanlar. Gelmişinden geçmişinden ders çıkarmayan, aslını neslini unutanlar ve salt geleceğini düşünenler...


Bunların topu koskoca Kuvayı Milliye Destanı’nı, Ulusal Kurtuluş Mücadelesini, 26 Ağustos ile başlayan kutlu Zafere yürüyüşü ve 30 Ağustos Büyük Taarruzu metazori dillerine dolarken dahi Sevr’i parçalayan

Büyük kurtarıcı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını sanını anmaktan imtina ediyorlar. Oysa Gazi Mustafa Kemal Paşa’dan ayrı düşmek ve aykırı düşünmek açıkça ”gaflet, dalalet ve ihanet” olur…

 

Dünya tarihine adı kazınmış tam bağımsızlık savaşçısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnettarlık duymayanlar; “ 30 Ağustos'ta yaptığımız savaş sonunda düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik. 31 Ağustos günü ordularımız İzmir'e doğru yürüyordu…” gerçeğine yüz yıldır uydurma mihmandar bulma peşindeler. Yüz yıl daha arasalar bulamazlar. Çünkü bu kutlu yürüyüşün mihmandarı, kutsal isyanın başkomutanı, Kerim’in Emir Eri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür…

                                                     

Memleketi düşman işgalinden temizleyerek, ümmeti dinsiz kalmaktan, minareyi ezansızlıktan, ahaliyi kölelikten kurtaran ve bağımsız bir ülke kuran liderdir Mustafa Kemal Atatürk. Her fırsatta Gazi Paşa’yı yok saymayı maharet, sövmeyi vazife, öteki berikiyle kıyaslamayı sıratıgeçtilik görenler ve otomatikman terkiplenenler ile birlikte kindarlık ve nankörlük simsarları veya her kimseler bu yorumsuz geçilen günlerin hesabı gün olur görülür. Tıpkı tam yüz yıl önce yedi düvelin ve yerli işbirlikçilerinin defterlerinin dürüldüğü gibi…

 

Dünya âlem milleti, yarınlarına tarih aktarmak için insanlık tarihinin en silik, en cılız, en ucuz kahramanlık gösterişçilerini cımbızla seçerken, yeryüzünün kahramanlık abidesi sayılan Gazi Mustafa Atatürk’ün gelmişine geçmişine saydıranları tarih elbette yazacak. Bu başa gelen talihsiz ve tarifsiz kara yazgıya her dilden her dinden beddualar az gelecek. Bencileyin yeter, böyle millet düşman başına.

Yerüstünde bu millet gibi bir başka millet olmaya, Toprağı kanıyla sulamış şüheda utanmaya...

 

Baş göz üstüne, 30 Ağustos utkusu uğurumuz,  Mustafa Kemal ufkumuzdur diyenler var oldukça, yüzlerce yıl geçer bu millet bir daha el etek öpmez, bu milletin katiyyen başı yere eğilmez...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...