TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

29 Kasım 2022 Salı

SOHBET HOŞ SOHBET

 SOHBET HOŞ SOHBET


Söz göz yüz görümlüğü sırası

baş göz üstüne

gözümden sakındığım hürriyet 

hürriyet aşkıyla sohbet. 

Hoş sohbet kirası 

yerli yerine bir çift söz..


Söyleyecek sözüm var 

bir iki çift sözüm. 

Sözleşilmiş gibi sanki

masada kulüp rakı şişesi

kilde pişmiş balık

minik seramik kaplarda sarı leblebi

ve denize nazır büyük kulüp.

Ne sıcak bir ziyafet faslı

herkes hazır ve nazır

bir tek Kızıl Kalpaklı Sarı Paşa eksik

turkuaz taşlı yüzüğüyle

Denizden kopan dalgalı ses.

Sesler tütsülenmiş ocağıma tütüyorum

sönmeye yüz tutmuş közüm.

Sözüm hiç mi hiç tanımadığım kentlere. 

Ben bu kente aşığım sırılsıklam

dertler piri deli divaneyim...


Aşkla kurulur yüce divan

Boğazın suları kıpkızıl sunak

kızgın kızamık akşamlarda

kentin kıyıcığında gizli bir sığınak.

Sözcülüğe sığınanlar için

gözcülüğe adananlar için

kilde lüfer küçük kaplarda sarı leblebi

karafakide kulüp rakısı

ince uzunda buzlu aslan sütü

suspusların dil pasını çözen milli ayıraç.

Amaç ayırdına varmak kahpe dünyanın...


Ahu düzenekli alımlı çalımlı bir hayal

hayal ötesi sanki hal bu hal.

Herşey yarım başdöndüren afet manzarada.

Malum güzellikler derlenmiş

lafta dem dem üstüne eklenmiş.

Koca bir yalan.

Şöminenin karşısında pespembe bir gözde

göz değeni çarpan bir çift yakut göz

söz nereye varırsa varsın artık.

Göz gördüğünde söz biter,

başlar şirret bir geceyarısı

aklı gerilerde kalan etik arıza arayışı.

Kolalanmış şarap gibi deniz

şişede kırmızı balık

ihanet senaryolu beter felaket 

sırı bozuk aynada balıketi kıyamet...


Kıyamadığım karadelik bir yıldız yutar

çolpanlarda bir ışık daha kayar 

turnalar kör duvarlara sessiz sedasız fısıldar

Güpgüzel dünya zehirlendi bugün...


Sırada gez göz arpacık sılası

tutsak yüreklerde hürriyet sevdası

baş göz üstüne idam sehpası.

Sehpada kalanların son sloganı,

gün olur şahlanır özgürlük

ey şah dünya şahlanır

Hürriyet adalet hürrüyet

şevki kırılanlar şanlanır...


Yüz görümlüğü heyecanı azar

hin oğlu cin gözler fırıldak gibi döner 

küçük dünyalar tersine aydınlanır.

Yüzyıllar geçse de aynı illet

utançlı bir çift göz, 

tutarsız iki çift söz

huzursuz bir millet

ve beşi bir yerde mutabakatı.

Ve silahını çıkardığında şair

iç gömleğini giydiğinde şiir

dışarıda kar yürekte nar

yüz düşürenlere buzdan kılıçlar saplanır...


Kar sepeliyor sulu sepken

iki muhabbet kuşu buz camda öpüşüyor

külünden doğan bir beden bencillikten kurtulmuş

çam kozalağı şerbeti özlüyor.

Buzdağını deliyor bir tren

soğuk kompartımanda nar renkli bir ten

ateş yalımlı sarı saçlarında nem

güneşin ağarttığı saatlerde gam.

Destursuz fütursuz bir alem elalem... 


Anaforda bir Kızıl Kalpaklı Sarı Paşa eksik

turkuaz taşlı şövalyesi emanetim.

Denizden kovulan lodos sessiz sedasız

semaya sensiz tütüyorum Bandırma gibi.

Beni hiç sevmeyen bir kentte sevgiliyim

Boğazın karanlık sularında canan.

Bahanem hazır tezden kara toprak...


Topraktan kulüp rakı destisi kırılmış

kilde pişmiş aşk solmuş

maviş sularda yaslı yar

Sarı saç, mavi göz ve ebedi söz unutulmuş.

Özüm sözüm var özleyenlere

masada kulüp rakısı

meselde Kırklar kapısı

elimde ellilik az ötem yetmişlik, 

aklımda yüzlük.

Turkuaz taşlı emanet yüzüğüm çalınmış

sözün bittiği yerdeyim...


Yerden yelden içeri pupa yelken

iki çift söz var pusaran pustlara

ay al beyaz parlayınca

yârin kararan zülfüne

zayıflığım Zülfikar kesilir.

Zinhar çalarım çift dilliyi

zift karası boğaza

boğazda altın boynuza

cana kırım yaşatmış canana.

Ey romantizm realizm işte böyle bir şey...


Andır kalsın akılda kalanlar,

vagonlar içinde allanıp pullananlar 

pusu pusu dirilenler

biletim yok diye dilenenler.

Heryerliyim ben biletsizim

hiçbirine birlemem aklımı

nice korkuları hadım etmişim

ilk adım son andım bilinir.

Çetin savaşçıyım

Venüs, Pompei, Herkül Alahına kadar

ne çok tanrılarla savaştım

tek Amazonlarla uzlaştım.

Upuzun yolculuğumda

Denizler aştım, okyanuslarla kapıştım

Kızıl Tanrıçaların hatırına

Kızıl Kalpaklı Sarı Paşa ile barıştım

ve demir yürekliler divanına katıldım...


Hürriyet aşkıyla bir iki çift sözüm var

söz baş göz üstüne

söz denize sevdalı demiryolcu sözü,

hayda hayada hayatta

adap usul erkan bilmezleri

mermer taşlı kabristanlara uğurlarım.


Söz göz yüz görümlüğü beş para...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...