İNANÇ MOZOLESİ
Er geç geldik gideceğiz derken
beş onluğu çoktan devirdik.
Gül desteyi sonlarken yarı yolda
bülbüllere özgü besteyi tonladık.
İçtik narı kendimizden geçtik.
Hani Kuran kurgusuydu her rota
uzunca süre Kur'anı anladık sanmıştık
bir inandık pir inandık hissetmiştik
meğer her bir şey tek notaya kadarmış.
Ruhumuzu damgalayan solfej
dört kapı kırk makammış nokta.
Eren aslına hu varan nesline hu...
Varan bir ariflerden gayrısı kendine Müslim
araftakiler kendince has Müslim.
Varan iki yalan dünyaya kadın kaptan
duyusal duygusal arıza toptan.
İnanç meselesinde resmen hamlık
soranı çok yanıtlayanı yok
utanç mozolesinde misli misline isyan.
Varan üç ayrısı gayrısı soru işareti.
Aslı hu nesli hu….
Kur'an her kör duvarda asılı
dört İncil gizli tapınaklarda yazılı
Tevrat eski lahitlerde kazılı.
Misyonerlerin kucağında bebek İsa
milyonerlerin bucağında servand Musa
Kör cehalet tuzağında Ahmed Mustafa.
Ne İsa ne Musa asla anlamaz yaranmayı
Mustafa elbet anlar bilumum karışıklığı.
Kutsala susadıkça gönül hayal kırıklığı
kalktık Kırklar kapısında yattık.
Aslım hu neslim hu…
Bu gözler neler gördü şaştı
inanç meselesi
menfaat mezesi
kıvanç mezbelesi.
Feleğe her gece çalım
laf ebeliği tek kerelik ihanet
çala çula gırla kehanet.
Öteki dünyaya kaldı yalım
Bir aşkına pir aşkına ibadet.
Aslıma hu neslime hu…
Beş düzineyi tamamlarken kendimize geldik
durduk sonsuz hiçliğe vardık.
Sıratı dünyada geçtik
katmerli kapıdan içeri bir adım kala
en büyük sırra kapıldık.
Er geç bitti bitecek bu yolculuk ya
altı üstü aslı astarı bir
hepisi bir kefenlik rüya...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.