ADALETSİZ TEMMUZ
İki Temmuz Doksanüç
diri diri insanlar yakılan yıl
katliama sessiz kalmakla katmerlenir utanç.
İnsanlık suçu iştirakçileri katil genli
bizzat cürümü işleyenler senli benli
ilahi adaletten hiç çekinmeyenler.
Yürekleri burkan gizli üzünç
yıkılası İki Temmuz Doksanüç...
Davası mübalasız yıllar yılı sürüncemede
davalılar yasaların boşluğundan faydalandı
topu zaman aşımından yırttı.
Tezgah bir insan topluluğunu yok etme girişimiydi
düşünsel etniksel dinsel mezhepsel jenosit hamleydi.
İktidara çökmenin işaret fişeğiydi
fikren dahi iddeti müddeti müdafası müdanası zor
sözde dine bağımlılık özde dinden çıkış tescili.
Doğanın kanadındaki aşka varmak güç
yanası İki Temmuz Doksanüç...
Lafta yankısı masumane bir girişimdi
mescitlerden camiilerden huşuyla çıkıldı
gülle güvenle ara sokaklara taşırıldı
sonra her nedense bir anlık provakasyon
hafifsenen taşkınlık büyüdü büyüdü
suçsuz günahsızlar diri diri ateşe gömüldü.
Aslı yakıcı köz alevi ateşi sönmez
keremi kitapsızlık mezhepsizlik imansızlık
en vahşi ve gaddar katliam.
Müzesi yapılsa geçiştirilemez bir kıyım
mozolesi insanın insana yaptığının ilamı kırım.
İlla ki dinin bittiği gün ay yıl ve yer
inan olsun Kerbeladan bela en beter
İki Temmuz Doksanüç/tabelası ellisekiz...
Üç yanı deniz bu yaslı tavlı topraklar
günden güne kör karanlığa tutsak insanlar.
Yegane amaç insanlık onurunu kurtarmak
Zümrüdüanka gibi küllerinden doğmak.
Gecikmiş adaletin tesisine daha beş yıl var
beterin beteri zalimlik hala pik yapar.
Emanete hıyanete seyirci kalındıkça
devlet millet insanlıktan sınıfta çakar.
Töre türe töze tüze alev çemberi
özel tüzel kişiliksizlik dip yapar.
Adaletsiz zihniyet şemsiyesi altı serinleyenleri
kızıl güneş çarpar gölgeleri de yanar.
Sen yanmasan ben yanmasamlar gölgesinde
tutuşur yeniden İki Temmuz Doksanüç...
Karanlıkçılar ile karanlığa zülfikarlar milyonlarca
aralarında yüzlerce yıllık mücadele
varoluşun temeli hep bu asli kavga.
Kavı insanlıktan çıkan zebellalar çakar
hayvansılar satan kavliyle hep insanları yakar.
Allahtan çekinmez güruh
her devir günahı malum iş tutar
işte o tutu ve tutuculuk işbaşı yapınca
silbaştan unutulur unutturulur soykırımcılık.
Unutulmaz hain karanlık sürü sürüldükçe durmaz ilenç
soyka İki Temmuz Doksanüç...
Canları ciğerleri yakar yıldönümü ağıtları
yakınlarını karanlığın ateşinde yitirme isyanı.
Yollar izler zihinler ateş rengi kanar
dört bi yan kesik kesik madımak kokar.
İbretlik vahşet vicdanlarda ibra edilmez
gökyüzü hala zifiri melun leke silinmez.
Yorgun adımları maviye sürmek hala revaçta
bir yan Deniz bir yan kara toprak
şairler yanar şiirler tahtı revan.
Derdo yolculuk tam yol ileri
seryum serkeşliğine derbent özgüç
her yeni gün İki Temmuz Doksanüç...
Adaleti umursamaz
adalete zerre inanmaz
ilahçı on milyonlar bir tarafta
adalet için yana yakıla direnen
şahbaz on milyonlar bertaraf.
Her tarafta kalp yangını kamp yangını
adiletsiz düzene körleme çakılma sünepeliği
sündükçe sündürülüyor. Hayat hurafat faslında ne ocaklar sönüyor
muhalifler bir bir süründürülüyor.
Geriye kalan onmaz acı dünyası
acılar bilinmezde kurulu cennet alması.
Devrin âdemleri zevceleri
mahdumları kerimeleri
kutlu adalete sırt çevirmiş. Adamlaşmak yerine bile bile yüzsüzleşilmiş
hep ayni yüzey kirliliği ülküsü ürkünç
körolası İki Temmuz Doksanüç...
Kör bıçaklar vurmuş Temmuz başını
yandıkça yanıyor yallaz ateş yakıyorlar.
Şartlamışlar şurtlamışlar ehliyetsizliği semirtiyorlar. Sistematik biçimde Onbeş Temmuza ayar
kavurucu sıcaklar kâinatın ahengini bozuyor.
Adalet yok mülkün temeli sarsılmış
aklı sıra riyakar tabirlerle utanmazlık
namaz niyazla türlü şikayetler geçiştiriliyor. Dünyadaşlar en ala özgürlükleri yaşarken
nasipsiz millet en temel hak ve özgürlükleri kaybediyor. İnsanlar adaletsiz uygulamalarla canından bezmiş
anlasalar da anlamazlar anlatsan anlayamazlar
ikide biri ağlak ve gülünç
günyüzü görmeyesin İki Temmuz Doksanüç...
Yanlı yorum ve yanıtlar hadiselik cinsten
hadsiz hesapsız toplaşma cinsi felaket.
Tarifsiz yabancılaşma girdabında esir
Tanrıdan korkanlar medet umanlar.
Hayata bu güdüyle yapışandan Allah muhafaza
hasretlik durdurulabilir fanteziydi fakat
usul erkân kaybetmişler düz yolda bocalar.
Dip dalgası diz boyu insanlık dışı eğilim
sağduyunun ateşe gömüldüğü gün ay yıl
körüklerde İki Temmuz Doksanüç...
Milyarlık yeryüzünde her canlı türü
her varolası canlı kafası lanetler
muhbiri muhatabı ajanı müptelası hariç.
Lanet olası İki Temmuz Doksanüç...
Belli ki tecelli etmeyen adalet ayıplıdır
kara cumadan sonrası gönlü kıran
adalet saraylarındaki yangın
üç yanı denize külleri savrulan.
Tavlı topraklarda yürüyüş aynı yürüyüş
küllerinden yeniden doğmak aynı dava.
Derdo el heykelli adada temmuz kervanı
gecikmiş isyan gericiliğe esaretlik.
Adaletsizlik İki Temmuz Doksanüç harcı
elli sekiz madımak yanmışları ölümsüz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.