TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

28 Ağustos 2023 Pazartesi

30 AĞUSTOS ZAFERİNİN PİRİ MUSTAFA KEMAL...

 



30 AĞUSTOS ZAFERİNİN PİRİ MUSTAFA KEMAL...

  

Yüz bir yıl önce, emperyalist dünya ve yerli işbirlikçileri bilinen deyimle yedi düvel bu milleti bir türlü yenmeyi başaramadı. Memleketi parçaladı, paylaştı ama ele geçiremedi. Yüz yıl sonrası vaktiyle alınan hezimetin acısıyla bin türlü alavere dalavere ama yine başaramayacaklar. Başaramazlar çünkü bin bir yıl geçse de 30 Ağustos Zaferi bu milletin uğuru, zaferin piri Mustafa Kemal ilelebet bu milletin tam bağımsızlık umududur...

 

Bugünden yüz bir yıl önce para yok, silah yok, ordu yok savaşamayız denilerek sıvışıldığı, sanki saltanat düşmemiş yenilmemiş gibi yeniliriz diyerek topyekûn mandacılığa sıvanıldığı bir dönemde düzenli orduyu kurdu Mustafa Kemal. Savaş sonrası ödenmek üzere para, takalarca, kağnılarla silah ve mühimmat temin etti. Mustafa Kemal. Vatan evladını vatan aşkıyla işledi. Her birini gönüllü şehitliğe yüce gönülle razı etti. Vatan uğruna ölmeye imanlı bir millet yarattı...

  

Gidilen yol akıl işi değil, ak akçe olmadan savaş olmaz, elde yok avuçta yok savaş için çok para lazım diyerek kıvıranlara, para bulunur dedi ve komün komünist demeden parayı buldu Mustafa Kemal. Canımızı almaya bizi kanımızda boğmaya yeminli birleşmiş düşman güruh var, içlerinden birine bağlanalım, mandalanalım kurtulalım diyen salt günü kurtarma yağcılarını cesaretle tersledi. Bağımsızlık uğruna garip guraba milletiyle yekvücut, iç ve dış düşmanlara tek başına karşı durdu. Akıl yüklü radikal hamlelerle düşmanın topunu yendi. İlerleyişi öğütledi, örgütledi. Denizleri hedefledi, düşmanların maşasını denize döktü. Aslı zor kazanılmış bir kutlu zafer, 30 Ağustos. Zaferin piri Mustafa Kemal’in Nutuk’unda her bir ayrıntıda gizli zorluk.…

 

Mustafa Kemal Paşa 30 Ağustos'ta; kurtuluşa bir adım kala "…yürüdü uçurumun başına kadar. /Eğildi durdu. /Bıraksalar Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı…” dizeleriyle destanlaştı. Ata toprağının kurtarılması için ağır şartlardan yılmadı, Hak doğrudan milim sapmadı. Halkından kopmadı. Zalimlerden korkmadı. Dünyanın görüp göreceği en büyük siper savaşlarından, süngü savaşlarına ve kaybedecek bir şeyi kalmamış düzenli ordu taarruzuna dek gözünü huzurla kırpmadı. Millet memleket, ar namus uğruna kar taş üzerinde paltosuna uzandı. Bir gözü açık yattı hiç rahat uyumadı. Dost düşman hiç rahat uyutmadı. Hainlerin peşini bırakmadı. Mustafa Kemal’in pirliğinde bir millet uyandı, bir devlet doğdu, bir Cumhuriyet ki küllerinden kuruldu…

 

Kutsal isyanın zaferle taçlandırılacağı ilk gün karacasından bugüne yüz bir yıl. Yüz yıllar geçse de tarih yapmayı görev görenlerin, kıyı köşe tarihle uğraşanların, dünyayı tarihin kaynaklarıyla buluşturanların asla unutamayacağı bir zafer 30 Ağustos. Bir millete tarihi serüven yazan, tarihin akışını değiştiren, dünyaya yön veren zaferin piri Gazi Mustafa Kemal Paşa asla unutulmayacak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk zaferin piri, kutlu ilerleyişin önderi, meydan muharebesini bizzat yöneten komutan. İlelebet Başkomutan...

 

Mustafa Kemal Atatürk asla koltuk hırsı yapmadı. Usulen antiemperyalist nutuklar çekmedi, lafta kapitalizmle çarpışmadı. Milletini ezmedi bizzat milletiyle bir oldu diri kaldı topuna kafa tuttu, pir oldu topuyla savaştı. Bugün milleti inim inim inleterek ekonomik savaş verenler, emperyal emellerle havanda su dövenler, mirasyedi havasında havadan övünenler, yıllarca Cumhuriyet nimetlerinden faydalananlar, büyük zaferi içten dışa, gizli kapaklı inkâr edenler neyin savaşını veriyorlar. Dünya mazlumlarına sembol 30 Ağustos ile perçinlenen kutlu dirilişi ve kutsal isyanı hiçe sayanlar, gelmişinden geçmişinden ders çıkarmayanlar, aslını neslini inkâr edenler, ülkenin geleceğini karartanlar akla zarar neye hizmet ediyorlar. İkinci yüzyıl başında Kuvayı Milliye Destanı’nı, Ulusal Kurtuluş Mücadelesini, 26 Ağustos ile başlayan kutlu Zafere yürüyüşü ve 30 Ağustos Büyük Taarruzu metazori dillerine doluyorlar. Sevr’i yırtan Büyük kurtarıcı, zaferin piri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını sanını anmaktan imtina ediyorlar. Gazi Mustafa Kemal Paşa’dan ayrı düşmek ve aykırı düşünmek yolunu seçiyorlar. Bu neyin hırsı anlamak mümkün değil…

 

Tarihi tekerrür ettirme acziyle Gazi Mustafa Atatürk’ün gelmişine geçmişine saydıranları tarih elbette yargılayacak ama yazmayacak. Tarih yine zaferin piri Gazi Mustafa Atatürk’ü kutsayacak. Başa gelen talihsiz ve tarifsiz kara yazgıya her dilden her dinden beddualar az gelecek. Böyle illet düşman başına. Yerüstünde bu millet gibi bir başka millet olmaya, toprağı kanıyla sulamış şüheda utanmaya...

 

Pir düsturu; "Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır..." Ta kutlu zafere kadar. Ölene kadar. Öldükten sonra da...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...