DOSTLAR MASASI SONBAHAR
Bir varmış bir yokmuş
içindeki masallara kulak kabartanlara
kendini okuyan bir kitap varmış.
Episode hayali karakterleri fantastik öğretileri
harbi
kitap kurdu bir adam o masalları zevkle okumuş.
Okumamışlara duymamışlara dostlar masası sonbahar
binbir gece düşü telli turnalı ahuzar.
Masal içinde masal kılavuzu tek cümle
merhaba yeni güne merhaba Jun...
Evvel zaman içinde eski hamam içinde
ahım şahım Jun düştü akıl zarına kalp
kırıldı.
Kitaba göz ahbaplığıyla göz atmış adam
kırmızıya çalan eflatun gökyüzünde
pasparlayan ayın ondördüne vuruldu.
Yerden göğe yerin dibinden göğün pikine
tüm izler erler esler sesler vurgunu içten
içe duydu.
Masal gibi bir hayatı hayal ederken kalımsızlar
elde kalan maalesef çok acımasız hayat
tefrikasıydı.
Çocuklar büyür masallar küçülür hayaller
biter
gittikçe çocuksu masumiyet de yok olur
faslı.
Tam isabet içsel yolculuk tek başınaydı
kader kısmet anılar girdabından çıkış da tek
başına.
Tanıdık kuryeleri kovalamakla geçer her an
ilelebet arınmak mavi kuşun kanadında
rahvan.
Ahum ahucanım talkım vermiş ele salkımı
almış ele
ele güne karşı içlenme "Aradığın
çoğunlukla yanıbaşında..."
Bir varmış bir yokmuş veli kullar çokmuş
masal diyarında bile bizden delisi hiç
yokmuş.
Bin bir tecrübe başucu başvuruları masallara
gizlenmiş
kendini okuyan kitap kulak kabartanlara ince
ince dokunmuş.
Sayfalar çevirildikçe yalanlara güçlü ve
cesaretli direnilmiş
Hayat maalesef çok garip çok salpa
tam elveda Jun diyecekken bir başka masal
deryası.
Kitap denizi kulak kesilmiş kara dalgalar geleceğe
fısıldamış
merhaba yeni hayat merhaba Jun merhaba…
Ağalar beyler eliften zirveye çıktım
baktım bağ bahçe
akarsuların özünde pınarın gözünde
Jun ayran doldurur sulhu şerbetle ateşler.
Nihai hedefe koşturacak cümleyi tezcanlı
ateşler
"Aradığın çoğu zaman yanı başındakini
kaybettiğinde
sonradan bulacak olduğundur..."
Tırnakla kazıyarak hayata tutunmanın ilham
kaynağı
bir varmış bir yokmuş diye başlayan
kitabın varlığında gizli…
Sıradan bir keşifle başlar kitabın içine
içine yolculuk
gizemli gezintiler kitaba da ilham veren
sonsuzluk.
Masal alemine o gezinti bir gün mutlaka
yapılacak
daha önsözde saklı bir varmış bir yokmuş
hazinesi bulunacak.
Hazin hüzün birbirine karışınca
insanın doğası gereği öznesiz cümle ruha
işler;
Bir varmış bir yokmuş diye başlayamaz
günceler.
Kulaktan kulağa fısıldanan karanlık
masallar
karartır hayatı hayatın şifresi koyu renkler.
Hayatın kitabını yazmak için oturanların
iflahını okur kitap kitapsızlara kitap özgür yaratıcısını arayan hitap.
Yaratıcısız yaratı masal tanrıları da şaşmış
bunca işe
diken verenin gülünü almış damla verenin
selini almış
almışına vermişine kitabın ortasından toplu
elveda.
Arayan bulur merasimi merhaba Jun ile
başlar
bir varmış bir yokmuş mahlasında sürer mevsimlerce...
Kırık mevsim fısıltıları birbirine dolaşmış
Kıvrak kaypaklığın derin etkisi yüzyıllarca
unutulmamış.
Kızıl kalpaklı en savunmasız en hassas zaman
diliminde
epik masalların giriş gelişme bölümüne
girmiş.
Başa geçen sultandan kafaya örülen
çoraptan yorulmuşlar
geçmişle yüzleşip ayrıntılarda geleceğin yolunu
aramışlar.
Bir varmış bir yokmuş diyen masallardan seçilmiş
sonbahar
kıssadan hisse saran sarmalayan büyüleyen zemin
olmuş
o masal bu masal yolunu şaşırmışlara şiirsi
ganimet.
Dostlar masası esintisine kendimi okudum duruldum
Derdo gönlümü ferahlattı kadehime vuran elvedalar.
Anladım kitap kurdu adama adam gibi adam
girişimi yakışır
bir varsın bin yoksun olsun merhaba Jun
merhaba...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.