KAZASIZLIK YAKASINDA KAZA
Vaktiyle güneş sistemine en yakın solan
kainatın akıllara sığmaz sonsuzluğundan sızan
hummalı baş kaldırıların ayak izindeyim.
Kılıksız sürücülü sünepe taht arabalarının gezindiği
gıcırtılı tekerleklerin açtığı kıytırık yoldayım.
Yorum forum konum sağanağında
binlerce yıllık gizdeyim
göze gözdeyim izdeyim izmdeyim.
İzleksiz gözetimden kazasız belasız yırtan
keza sakınırken kaza kurşunundan
kazasızlık yakasına daha varmadan
vaktiyle ateş duvarına çarpanlardanım...
Sen dil kıyısı uygarlığında öze varıştasın
ben altın kakmalı kılıçlarla dizginlenemeyen
gölgede kalmış kutlu isyanlardayım.
Sen moskof açıklarındaki yarımada da Amazon
ben beri yanları portakallık süslü örende
anlatıların derin sessizliğindeki kartal gözündeyim...
Sen veya ben özlemin doruk noktasındayız
o giz çağların o tiz çığlığıyla ayıldık
ihanet çarkı boşandığından beridir ayrılık...
Tutsaklık yaşamsal döngü kehribarı
tırsak merminin oynaştığı yivlerde
çelik boru üflenir sanki.
Hırkamda yaşanmışlık zırhı
teneke zırhın en zayıf yerini bulur süngü
başlar akıl bulandıran can söndüren sövgü...
Ada korunun cümle aleme efelenir denizinde
sen parlak yüzlü öğle güneşisin.
Teninden dökülen her ter damlasıyla
çağa çağlayansın gönül çalansın.
Sürgün yaşıyorsun zifiri gecelerde
geçen günlerin üzgün ve süzgün...
Vakitsiz yazılan yapay tarihe karşıyım
eş zamanlı baş kaldırılarda eşsizim.
Hummalı alışkanlıkları izliyorum soluk nefes
kainatın akla yakın sonsuzluğundayım.
Sen kazasızlık yakasında yedi düvelin dününde
sen aklı evvellerin özlediği maratondasın.
Ben yedi tepelide vakitli vakitsiz
Derdo umulan kazasız belasız
en önde adanılan kara sevdalardayım.
El heykelli adada aynı kulvarda
vaktiyle yüz metreyi en hızlı koşanlarlayım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.