DARBI MESEL METODU VE CEHAPE ZİHNİYETİ...
Ana muhalefet partisi, siyaset bulvarının sağ partilerine
öykünüp, memleketin sol oylarının oranı belli, yerelde genelde kazanabilmek
için sağ seçmeni de etkilemek gerekir düz mantığıyla uzun süredir darbı meselleri
bir kenara bıraktı, bambaşka metodlar seçti. Her seçimde azar azar 'Cehape
Zihniyeti'nden uzaklaştı. Uzaklaştıkça da yarışın içinde gözükmesine karşın
tamamen yarıştan koptu. İthal adaylaştırmalarla, sağdan transferlerle sonuç
elde edilemeyeceğini söyleyenlere derin kulak kapatıldı. Parti kulvarları
kapatıldı. Zamanla etik ve moral değerler iyice çöktü. Parti emekçilerinden gereksiz
hırsla vazgeçiş ve derme çatma rotanın güdümlediği yenilgilerden ders almayan, hiç
analitik olmayan siyaset zihniyeti iyice keskinleşti. Emanet bayrak elden
düşürüldü. Düşük seviyede devir teslim işlemleri başlatıldı. Oysa statükoculuğu
her şart ve koşulda kader benimseyenlerin zıttına ilerici ve devrimci siyaset
üretilmeliydi. Özellikle birilerinin ipe sapa gelmez saldırıları yüzünden köklü
'Cehape Zihniyeti'nden asla ödün vermemeliydi. Ne yazık
ki ödün üstüne ödün marifet sayıldı…
Cehape, on yıllardır sürdürdüğü kendi düşen ağlamaz zihniyetinin
yerine artık bu 'Cehape Zihniyeti' her neyse o zihniyete dönmeli ve korkusuzca denemelidir.
Hem de 'Cehape Zihniyeti'ne en yakışan sol ideolojiye sahip çıkarak, solu içselleştirip
topluma benimseterek ve evrensel felsefesini çağa yanıt verecek tarzda
yenileyerek. Yani siyasi aktörleri solcu olan yeni bir yol haritası çizilmelidir…
Aksi halde içeride dışarıda olası darbelere karşı koyulamaz.
Darbe denen şey sivil veya askeri olsun fark etmez tüm formatları aynıdır. Siyasette
darp üstüne darp, toplumsal hayatta çizik üstüne çizik metodu. Peşi sıra resmen
darbeci otoritenin dayattığı kendi milletiyle yüksek yoğunluklu harp. Sonrası Cehape
özelinde ulusal solun daha da ezilmesi, sosyalist solun ve sosyal demokrasinin hepten
dışlanması. Dinci, kinci, milliyetçi idareler yoluyla aynı eziklik kumpası,
devamında büyük ihanet meseli. Bilinçli algılama arterleriyle büyüklere masal
saatleri, birikimli kişilik bunalımları, darbı mesel tanımlamaları, zemin kat
buhranları ve tutumsuz yıkılış…
O yüzden her zemheride zehir zemberek ayaklanır ayak
tabanları patlatılmış anılar. Olursa bir darbe daha eyvah düzeyine çekilir,
çekilen bütün acılar. Anıların anısı, anılara yönelişin sancısı dip yapan
ekonomi ve yükselen faili meçhul bilançosuyla derlenir. Darbelerin topu yürek
yakan alçak zamanlardır. Alçaklığın toprağa düşen ilk cemresi, kahrolası darbı
mesel metodu darbeler ve cumhuriyetin garantisi 'Cehape Zihniyeti'nden kopuştur…
Bu gerekliliği elzem varoluş vasfı anlamsızca sıradanlaştırılarak
parti, sürekli yerel ve genel seçimler kapıda bahanesiyle benimsetilen, statükocu
tutum ve dikeyci tavırlı yeni bir forma çekildi. Hatta apaçık sağdan ısrarcılıkla
kaybedilenler bir yana, uzak yakın tüm seçimleri direkt veya endirekt negatif
etkileyecek pozisyona evrildi. Doğu despotizmi ile arap bedeviliği resmen ana
muhalefete de sırnaştı. Bu artık görülmelidir çünkü taban kitleye uzak ve
yabancılaşmış kadrolarla girilen seçimler hep kaybı tescillemiştir. Bu
tetiklenmeye sol siyasal manevraların eksikliği de eklenince büyüyen kayıplar
kaçınılmazlaşır. O halde sınır tanımaz sol siyasetin fabrika ayarlarına
dönülmeli, evrensel solla 'Cehape Zihniyeti' ivedilikle buluşturulmalıdır.
Çünkü şu her daim mağdur toplum çok çekti her türden, sivil
resmi, sağdan soldan darbelerden. Bıktı şu darbe sonrası türeyenlerden, kendini
ileri demokrasi havarisi lanse eden türdeş, faşizan iktidarlardan. Her seferinde
kurulan oligarşik düzen kayıp kuşakları açıktan açığa hayattan kopardı. Zalim
operasyonlar yaşattı, ihaleleri dünya çapında yıkımlar yaşandı. Çok milletli
yerli ve milli işbirlikçi darbeler, çapsız dönemlere basılan faşist mühür
olarak kalmadı. Dahası bölgesel halkların tek kategoride toplanması, aynı safa
derleme toplama kavgası verildi. Kafaları karıştıran kayıt dışı kalmış anılar,
kayda değer tuzak görüldü. Hala devam eden haliyle en küçük tanımı budur dev harcanmışlığın.
Beynin kuyularında hala anımsanmak istenmeyen anılar var. Bozulan düzenin darbı
mesel davam, hit kavgam deyip düzeltilemediği bariz. Bu faşist kafayla anca dem
düşer evrene…
Dememiz o ki, Cehape sol değerlerle zorunlu buluşmasını
devamlı erteleyerek, onun yerine hedef kitle genişletilmesi algısıyla hepten
sağcılaştı. İzlenen rotada, organik uyum zorluğu yaratacak rol model adaylar ve
adaylaşmalar asla 'Cehape Zihniyeti'ni yansıtmadı. Haliyle olağan kurultaylarda
değişimi es geçen havalı üst yönetim, toplumda partiye duyulan sempatiyi de
iyice azalttı. Cehape son on yıllarda,
'Cehape Zihniyeti'nin temeli olan devrim, değişim, esneklik ve eylemci
kurgusundan hayli koptu. Bu kopuşla siyasal yaşama ilişkin teori ve pratik
uyumu zedelendi. Zamanla otoriterleşen yönetsel yapı egemenleşti. Ve zapturapt
altında işletilen polemik politikasına hız verildi. Artık hız kesme vakti
geldi, geldi de geçiyor sanki. Büyük kurultay son fırsat…
Artık Akçı-mukaddesatçı siyasetçilerin her zorlu süreçte,
hatta darbe adı geçen her durumda bilerek isteyerek diline doladığı o 'Cehape
Zihniyeti' söyleminden korkulmamalıdır. Yüreklice çıkıp program ve tüzüksel
açıdan sola yakışır biçimde netleşip, o cephe aldığınız 'Cehape Zihniyeti' tam
da budur diyerek hayata geçirilmelidir. Darbı mesel metoduna göre 'Cehape
Zihniyeti'ni destekleyenlere hoşnutluk verecek farklı oranlar ancak değişim
dönüşümle yakalanabilir olduğu doğrudan anlatılmalıdır. Seçimler kazanmak
kaybetmek bir yana Cehape’nin dolayısıyla cumhuriyetin makus tarihi anca böyle
düzeltilebilir…
Ayrıca Ak politikanın yegâne isteği ana muhalefet partisinin
'Cehape Zihniyeti'nden hepten uzaklaşması ve daima kayıba oynaması olduğu besbelli.
O yüzden Ak siyasetçiler her fırsatta 'Cehape zihniyeti' kavramını dillerine
doluyorlar. Bu dolambaçlı salvolardan kurtulmak için suni yöntemlere sarılıp,
iyice sağa benzeyen yeni Cehape zihniyeti ile yeniden umut olunamayacağı birçok
kez görüldü. Şimdi altı korkusuzca çizilmesi gereken gerçeklik, altı okla solun
evrensel değerlerini harmanlayacak kadroların önünü açmaktır. Şimdi kongreler
ve büyük kurultay ile güncellenmesi gereken o kadrolarla halka ulaşmanın ve
halkın aklını değil gönlünü almanın metodlarını 'Cehape
Zihniyeti'ne perçinlemektir.
Darül harpçılara, darbı mesel metodu ve 'Cehape Zihniyeti'
ile karşı koymaktan başka çare kalmamış görünüyor. Böyle de biline…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.