TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

4 Ekim 2023 Çarşamba

GÖZYAŞLARIM MEMLEKET



 GÖZYAŞLARIM MEMLEKET

Dilsiz dinsiz yersiz yurtsuz bir hikâye bu
dinlemesen de olur iki gözüm
bu nasıl bir serinlik ki ak suları karartır.
Kuruyan gözyaşlarım kutlu aşk kapanı
çiçeği burnunda her yolculukta
millet memleket gözlüm neslim yaşlanır.
Resmen kural dışılık istila etmiş hayatımı
canım gözyaşlarım üç yanım memleket…
Yol açtım dünyanın en güneşli ucundan
buğusuk memleket manzarasına.
Camda şirin görünen yağmur damlacıklarıyla
sisin pusun arasındaki cılız ışıkta
dayanılmaz sarışının gizemine yolculuk başladı.
Her sene bugün ödünç yaşanır memleket
bu nasıl bir şiirsilik ki duvarları döver.
Öncesi sonrası kimim ki ben nakaratı
katlanılan öğütkar başı sultası.
Sustalının susmasına sevinmeli miyim evet
biraz sinirli miyim öyleyim elbet
hala ta derinden kanatıyor ihanet.
En gizliden gizli hasret
ustaca vuruyor hilekâr planet
kuşku taşlı sokaklarda ağlıyor memleket.
Soluklandım sıkıntılara uzak mahzenimde
ola ki bunca didinişin sonu öldüresiye mutluluk.
Şimdi mutlan umutlan dinlen zamanı
ardımda dinmiş geçmiş gitmiş anılar sağanağı.
Zaman deliksiz uykular çekilesi zamandır ya
bendenizi üzen müzmin hastalık geceye doğar.
Çok sürmez günün birinde
görüyorsunuz ya der demez sendeletirim
uyduruk akılla uykularımı bölen madrabazları.
Gömmek isterim elbet gözlen ellen dillen
şimdi biraz dinlen zamanı...
Nasılsa bu yersiz yurtsuz yemin
bir gün mutlaka bozulacak
eşiğinden zorlan döndüğüm ateş sağanağı patlayacak.
Tabii ki tuhaf avuntular sunacağım ellerinize
dilimde allak bullak olmuş güllerin aşkını.
Belleyeceğim yeryüzünde en şeytani şey neyse
oyun bitti oyunbozanlar nihayet
fettanca şakül kaydırmalar yüzünden hicret
yetti yıllardır gözyaşlarım memleket...
Başka şeyler yazarımda yazmıyorum artık
dün bu gün dilsizim yarın meçhul
yıllardır aklımda güler yüzlü uyanışlar
elimde belimde uykusuzluk saçan neşter.
Loş ışıkta çığırından çıkan fısıltılar eşliğinde
hiç mırıldanmadan sıramı bekliyorum.
Günün birinde gömüleceğim masama
ortak gömütlüğe pervane kitabı
vaktiyle eksik okunmuş yerinden başlayıp
pür dikkat yeniden yazacağım.
Unutmasın çok yakınlar tek kalmış dostlar
onların sıcaklığıdır gecemi ısıtan
kanımı kaynatan o mütevazi gösteriştir
yazacağım yazılacağım kara kaplıya.
Çalkantılı hayat izleri dökülürken gözlerimden
memleket gözlüm gözyaşlarım müebbet…
İlginç mi ilginç eşsiz manzarada kendimleyim
ben sen oldum sen hala kindar kedicik
kan ter içindeyim gözyaşlarım memleket.
Zararı yok böyle yaşamayı da öğrettiniz
gözyaşlarım aşkın her türüne isyan.
Canı burnunda yolculuklar öper zihnimi
dünya güzeli acar memleket dar gelir bana
bu nasıl açmaz ki yüreğimi karartır.
Özüm düşerken özlediğim kentlere
düşer yolum hızır hizasına zirveye
düşlerim hızla kıyıları kordonu
yalı boyunu sahil yakamozunu
yakarım anıları pikine dibine
çocukluğuma ulaşırım dostça...
Sonrası bambaşka alem saltanatı
dostluk elini geri çevirenleri kalbura çevirmek
gözlerde hüzün bulutu bir yolculuk resmidir.
Kaçamazsın liman liman uğradığımsın
göğsümde sakladığımsın memleket.
Gizliden açıp açıp baktığım
kara sevdalarım yılgın sevmelerim
flamasında özel yanılgılar yazılı gezmelerim.
Dere tepe deniz derya gezmişim
özlemle düşerim el heykelli kentime
kendime gelirim kafamda özgün eller.
Mezhepsiz şartsız şurtsuz bir hikaye bu
bu nasıl bir yarenlik ki ak suları kabartır
düşlerim düşlerim düşerim ardınıza millet
Derdo yıllar var ki gözyaşlarım memleket…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...