PERA PERİSİ
Günlerden akıyor Pera
Pera karşı yakada bir öte yaka
peşimsıra Pera perisi.
Pera Pera Pera...
Pera'da Pera perisiyle baş başa
çıldırttık çıplak saatleri.
Yıllarca öncesi ve sonrasından tanışlıkla
perakut severim kentini kuytusunu.
Çukurcuma masumiyetine sığındığımda
Sıraselviler’den ileri şıpsevdim yanımda.
Allah’tan esin perisi de vardı peşimde
Pera bağları’nda Tünel’de seviyle serinledik.
Şimdi ne sevişmiştik ama delicesine deyip
her hafta Pera her lafta Pera.
Yaslandık yaşlandık ta durulduk
kadife perdede pürneşe Cihangir
peşisıra Gezi parkı
maket şehir aşkı Peraydı.
Günleri güncelere ektik
tarih sırasıyla toprağa ekildik…
Muhteşem gösteriler izleği İstiklal
pir per esintisi normal
mir Pera perisi cevval.
İzledim on yıllarca her şevval
boyu benim kadardı eşlikçimin.
Düzinelerce ölüm nefret üstüne planlanmış
yeşilçam sokağını denerim dedim olmadı
dönemedim ucuz senaryolu çekimden.
Özel bölümde hayatım ikiye bölündü
Pera baskılı geceyi indirdim gökyüzünden.
Henüz hazır değildim naz devrine
haz denizinden utandım
hızlıca Pera müzesi tarafına uzaklaştım.
Seni çok istiyordum ama
böyle de istenmez ki deyip yandım.
Pera Palas neo klasik armada
post modernizme kandım.
Kendimi verdim sana beynamazca
severim sandım sevemedim onca
uyuttum Odakule uzantısını kucağımda.
Ne canlı şehir ama gösterişsiz ve şahane
pera pera izlenir Küçük Sahne’de.
Günlerce gecelerce tarihi koya daldım
gezdim dolaştım çözemedim çipli şifresini…
Bitirdim işimi gücümü ilerisi gerisi
bırak ellerimi Pera perisi.
Bırak gösterme eşsiz güzelliğini eşkıyaya
dünyaya hükümdar arama.
Pertevim pervanem beni kızdırmıyorsun
kızılca kıyametimsin Pera perisi.
Artık kızamıyorum sana özlüyorum
atıyor ücraların hücrelerimde.
Ellerimde oyuncak kentler maket şehirler
Pera perim alacalı fonda.
Günlerden Pera aylardan Pera yıllardan Pera
gözlerin tıpatıp Peraydı perişanım gece gözlü sevgilim…
Peri masalları dinlerdik boğuk sesten
göğe sevdalı yalnızlıktan
yıkık dökük binaların dibinde.
Kahve telvesiyle yazdım adını
tabure masaya tahta sandalyaya
tırnak içi yıllarca adamakıllı sevdim diye.
At meydanı Hergele Meydanı’na inat
her gece Pera aşkım Pera aklım Pera’daydı.
Nevizade’den Fransız sokağı’na
Pera perim göz göze ışıttık denizi deryayı.
Gönülden sarılamasak da amacım yamacımsın
senede bir gün Pera aşkına aşkım.
Masal yarımsın yarınımsın Pera…
Pera perim minik ellerin nerelerde geceledi
hayasız şehrin hangi aymaz sokağında
Atlas’tan Asmalı Mescid’e kimin sıcağını avuçladı.
Perperişan kaldım Elheykelli adacıkta
arkamda yayvan ses sarsak güneş
önüm sıra sırıtıyor dünyaya efelenen gölgem
yarım kaldım yarınım kalmadı.
Esiri olduğum sırlar şehri eğri büğrü
Pera perim sakın engel olma esrikliğime
esi pesi gençliğime yazık.
Şimdi ağırdan kamondo merdivenlerini çıkıp
Kız Kulesi’ne aşık Galata Kulesi civarında
şehrin havalandırmasına asacağım yazgımı...
Pera perim Aynalı’dan Çiçek Pasajı’na
ellerimle yaktığım kandiller kaidesinde.
San Anton’da mum diktim hayrına
sabah uykusundan özür diliyorum defalarca
gecenin gözü ellerime geceledi.
Pera’yı aradım herkesten uzakta
yemin olsun kimsenin görmediklerini gördüm.
Ateşim yükseldi inmedi kızıl közdüm
bir daha inmedim Kazancı Yokuşu’na...
Kazancım Emek emekti yıkılan
eğer istersen bulursun İstanbul’un katilini.
Ay şehrine ondörtlüsünü boşaltan savaş perisi
Pera Palas’ta konaklıyor. Hilafsız katilindi...
Pera perim bir karşı yakada bir öte yakada
iki yakam bir araya gelmedi yıllar yılı
bu arada bastım gittim uzaklara.
Derdo günlerden vera güncelere veda
elveda Pera perim elveda.
Elheykelli adada pertevine pervaneyim hala
gözlerimden akıyor Pera
İlla ki Pera Pera Pera…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.