GÖNÜL KIRIK
Alaca baykuş dalınca kurudu şen şatır bağım
macır bülbül bindin dalıma kırıldım
düştük gönlü kırıklar denizine.
atlantik martısı yuvasında hüzün bakışlı dengim
yandık yapıştık hariçten gazellere.
Maceracı sarı kuş el sallıyordu efelenerek
efem bülbül ömrü sallandım her doğal afetle.
El heykellide menfaat sahipleri köşeyi dönmüş
nam ve hesabımıza yazılan boyalı badanalı enkaz.
Kınalı bülbül aşkın kapsamlı açılımına kör duvar
iki metrekarelik bedeli ödeyemeyince dessas dilbaz
gölgeli kırmızı papağanın dilinde aynı nakarat
“Çile bülbülüm çile…” şarkım kasten değil affet…
Gonca gülüm her halükârda düştüm düşerim gülşene
düşümde gül yüzlü ölümün soğukluğu ensemde.
Mavi cennet kuşum binsen de indime kırılmışım
bülbül ötüşlüm deniz yosunu gözlerin yarı açık cezaevim.
Boğaziçi’nde iğde ağaçları altında gönül sorgusu
eşi benzeri olmayan doğal lezzetli aşk yolculuğu.
Turuncu gagalı kuğum dimağıma bir öpüş sürdün
dar ağacı bana hediye artık aşkın ömrümce sürgün…
Deniz ala kargası dalınca kanayan gönül bağıma
dağ bülbülüm mor sümbülüm dafne dalında ayanım
albatros bedenim kaç kez öldü kaç kez kırıldım bir bilsen.
Utkum uzuvlarım benim değil artık sende yaşıyor
uzun yoğun bir derinlik koynumda çalkalanıyor
koydum bir tarafa aklımı unuttuklarımı yaşıyorum.
Kızıl gerdan ile kanarya buluşmasından önceydi
Anka kuşu bindi dalıma kırıldı anılarım.
Dal kırık gönül kırık tek başına düştüm deryaya
dalgaların sesi ballandıra ballandıra bal kuşu hikayesi…
Yelkeni atlas sır teknesinde baldan caydım
Derdo segah makamında delindi bağrım
ayrım gayrım yok ‘Ötme bülbülüm ötme şen değil bağım’.
Macır bülbül indin dalımdan kırıldım
alaca karanlık dağılınca karşımda şen şakrak kuş cenneti…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.