TAM SAHA PRESS, YIKILMAZ BLOKSS...

22 Aralık 2023 Cuma

ANKARA’DAN HABER GELDİ

 ANKARA’DAN HABER GELDİ


Beklenti açıkça belli; “ Ankara’dan haber geldi. Seçimde evlere şenlik bayram havası”…


Ancak örgüt denetimli önseçim olmayınca neresinden tutulsa, neresinden bakılsa elde kalan, ağırlıkla eskinin benzeri bir adaylık süreci yaşanıyor. Anketçi genel merkez yoklamalarıyla örgütün, yılların getirisi acıya ve yokluğa itilmişlikten kurtulması zor görünüyor. Yine emeğin gonca gülleri ıslanacak gibi. Büyük umutlarla yüreğe saplanan değişim yine kor anılara sarılacakmış gibi. Aykırılık sözlere ve forsa göre değilmiş demek ki. Yepyeni gösterilen bu siyasi atmosfer şekillenmesi kısa sürede sarpa saracak gibi. Ön seçimsiz şemada kıvranan düşünceye ve tavra uyum göstermeyen, siyasal tutarlılıktan asla ödün vermeden adaylaşan kadrolar kırılacak gibi. 


İşte o zaman “ Ankara’dan haber gelmedi. Evde bir matem havası”nakaratı seçime damgasını vurur…


Bugün ülkede toplumsal muhalefetin önünün özellikle muhalefet partileri tarafından tıkandığı besbelli. Kırk parça yamalı bohça tavır takınma, üflense parçalanacak iktidar ortaklarının elini güçlendiriyor. Zaten onlar da irili ufaklı mevzii kazanma derdinde. Keskin muhalefetin her nevisi içeri tıkıldığından, toplumun her kesim ve katmanında özgürlüğünü yaşama, yaşatma ve temel demokratik haklarını kullanabilme özlemi ve beklentisi dip yapıyor. Pik yapan faşizan baskılama toplumcu siyaseti ve siyasal başarıya ulaşma yolculuğunu erteletiyor. Ve hatta özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükseltecekler her neden ise bir şekilde tırpanlanıyor.


“ Ankara’dan haber geldi gelecek. Eli kulağında bir bayram havası”…


İşin doğrusu, kalmış bir avuç insan hala eğriyi doğruyu sorgulayıp düşünüyor. Sanki eskiler yeni sayıldığından, küçük olsun benim olsun mantıksızlığı hala siyasi yelpazeye egemen. Zaten basmakalıp davrananların artmasından dolayı, sıradanlığa teslim olmuşluk hızlanıyor. Güce ve güçlere boyun eğiş siyasetten sayıldığından, eğmeyiş suçlandığından, baş kaldırış gerekliliği geri plana itiliyor. Oysa kitlesel değerler ve evrensel ilkeler doğrultusunda, yürekli siyasetçi sayısı artırılmadan örgütlülüğün güçlü kılınamayacağı açık.


Hal böyle olunca çok sorunlu ülkenin öncelik sıralaması tek cümleye kitleniyor. “ Ankara’dan haber geldi. Evde bir bayram havası”…


Ankara’dan gelecek haber geciktikçe içte ve dışta içinden çıkılamaz özel, tüzel, yerel ve genel problemler katmerleniyor. Sıkıntıların çözülmesi, zorlukların aşılması, ağırlaşmış ekonomik açmazların giderilmesi genel merkez kapısında bekleyenlerin azmini azaltıyor. Sorunlara isim koymak yerine, aday listelerine isim soyisim önerme ve yazdırma uğraşısı efor kaybına neden oluyor. Hatta güven kaybı netleşiyor.  Olmadı yine, şu olmadı bu yapılmadı, yapılsaydı edilseydi biçimli politikleşme ve politikacılaşma sol siyasetin nüvesini zedeliyor.


Akılda kalan ve tek hatırlanan “ Ankara’dan haber tez gelseydi. Evde bir şenlik, resmen bayram havası”…


Toplumsal gerçeklik sol değerler içine asla sığmayan manevralarla yön ve zaman kaybediyor. Topyekûn çaresizliğe ve çağdışılığa nazire yapılırcasına bu günlerin geride kalması ve sonlandırılması güçleşiyor. Gerçi siyasetin ereği, gereği ve gayesi, yıpranmışlığa karşın cesaret ve direnç gösterenlere, özgür beyinli kadrolara bırakılmıyor. Muhalefet olmanın gereği, temel ve değişmez dayanaklardan uzaklaşılıyor. Yönetimlere gelme çabası, parti kadrosu olma ve geleceğe borçlu olma erdemliliği yok sayılıyor. Diyet borçlusu kalmaya on yıllardır dur denmediğinden bu noktaya gelindiği unutuluyor. Ve ön vermek, yön tayin etmek, yer bulmak, kulvar açmak, yıllardır emek verenlere hiç değilse emek vermeden yükselenlerle ayni havayı solutmak, eşitlik adalet ile barışı sağlamak ve büyümek ve büyütmek istenci ısmarlama metotlara bağlanıyor.


Sonra “ Ankara’dan haber geldi. Evde bir bayram havası”… terennümü…


Ülkede sınıflar ve katmanlar arasındaki uçurum makamların yeterlik ve yetkinlik yeri olmaktan çıkmasıyla doğru orantılı bir gerileşim. Siyaset insanlığı yitirmeyle ve öğütmeyle özdeşleştiğinden, kişisel ideolojik eksiklik ve tutarsızlıklar görmezden gelinerek, her şey programsal geriliğe atfediliyor. Yıllar yılı emekçi kadrolar dururken vitrinsel devşirmeler ve dünsüz dönüştürmeler yeğlendiğinden kayıplar yaşandığı özeleştirisi yapılmıyor. Hala sıfıra indirgeme ve takınılan kolaycılık sistemleştiriliyor. Ve örgütsel kademeler arası iletişim koparılıyor. Yeni bir yol haritasına gerek duyulduğu halde, çözüm önseçim olduğu halde yine rafta unutuluyor.


Bekle ve gününü gör politikası, “ Ankara’dan haber geldi. Seçimde yalnızlık, evde bir bayram havası”…


Tabanda ve tavanda üreten ve düşünenlerin nicel değerlemelerle ötekileştirilmesi ve ayrıştırılması bu kez benmerkezci iradeye bırakılmamalı. Günün şartlarını güncelleyerek, dışlamalar, yıpranmalar, kopuşlar, uzaklaşmalar, yerli yersiz uluorta dert yanmalar sarmalı kapanmalı. Bariz aritmetiği temsil edenlerin varlığı, niteliği temsil edenlere üstünlük sağlaması engellenerek, tüm yanlışlar sollanmalı. Velhasıl yıllardan sonra tarihsel dayanakları belli kavramlar ve evrensel ilkeler doğrultusunda tepeden tırnağa yenilenmek için, tüm içinler, niçinler irdelenerek tek noktada buluşulmalıydı. Önseçim…


Ama gidişat ne yazık ki oraya, “ Ankara’dan haber geldi. Gelmez olaydı. Seçimde evlere zarar bir sitem havası”…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…

  EYLÜLDE AŞK, ADALET BARIŞ VE ÖLÜM…   Eylül ile özdeştir aşk. En eski alınyazıdır alnı kırıştıran, yürekleri kıpraştıran. Altın sarıs...