FUTBOLDA TEK TABANCA REJİMİ BİTMELİ
Bu gidişle zor ama körekör amigoluk artık bırakılmalı. Futbol
için korkmadan ‘her şey çok güzel olacak’ denilmeli. Demokrasinin mihenk taşı seçimler,
nasıl yerel kurtuluşu tescillediyse, faşizmin gölgesinde futbol veya futbolda
tek tabanca rejimi de mutlaka sonlandırılmalı. Toplumu orta çağ karanlığına
çekecek bu futbol projesinden vazgeçilmeli. Zaten teoride tuttu, pratikte
tutmadı. Koca ülkede birkaç takım ve taraftar kitlesi dışında gidişattan memnun
ve mutlu olan yok. Hatta Fenerbahche sondan bir evvel, yılların kumpasına,
kurgu sisteme, tek tabanca modeline hem de sahada on kişiyle ama saha dışında
on milyonlarla direnerek dünya liderliğini cümle aleme gösterdi. Dosta düşmana gerçek
şampiyonun kim olduğunu bu hafta ilan etti. Sonrası malum saltanat…
Şimdi hafta sonu tek tabanca rejiminin kuklası, kaypak
federasyonun şampiyonu belli olacak. Sonra bu sezon kupanın kulpuna yapışan,
son haftaya taşınan atbaşı yarışın tarafları, başkanlarını seçecek. Şimdi bu iki
güzide kulüp gerekeni yapmalı. Memleket futbolunun gelecek sezonda, tek tabanca
rejimi etkisinde kalmaması için tavır alan adaylar seçilmeli. Eğer fanatik taraftarlık
ağır basar, mevcut suni kurguya direniş gösterecek, futbolda da güzel şeyler
yaşanabileceğini kanıtlayacak adaylaşmaların önü açılmazsa, seneye futbolun vay
haline. Seçimler kayıkçı kavgasına dönüştürülerek, gündeme sokulan genel
iktidar destekli yaklaşımlara yol verilirse alenen yolun sonu olur. Futbolun ruhuna
el fatiha. Bu kafayla zorun zoru ama olası Avrupa şampiyonası başarısı da mevcut
zevatı kurtarmaz. Yani onlar da ilk
seçimde gümler. Ayrıca tek tabanca rejimine bel bağlayanlar unutmamalı artık
ezici üstünlükle kazanan yerel iktidarlar ve parlementoları var. Yani tek
kutuplu düzenek sarsıldı. Futbolda mevcut düzenin yıkılacağı günler de yakın
gibi. Hele bu sezon bitsin bakalım derdinde camialar. Sonu baştan belli Avrupa
macerası da geçsin iş tamamına vardırılır düşüncesinde…
Bir nebze de olsa altüst edilen dengeler, yıkılan moraller aylardır
her hafta yakılan Fener sayesinde düzeldi. Sahada, saha dışında ve tribünde, futbol
ve memleket geleneğine ve değerlerine bağlılığını zedelemeden haksızlığa karşı
koydu Fenerbahche. Elbette bu değerler silsilesine sahip çıkış, direnç güncellemesi
ve muhalif tavırlılık birilerinin işine gelmedi. Düğmeye basan tek tabanca
rejimi ve futbol uzantıları korakor mücadeleyi önleyici pozisyona evrildi. Pentagonvari planların gerçekleşmesine dönük dalavereler
ayyuka çıktı. Açığa düşmesine karşın tezgâha devam edildi. Hatta dünyanın en
büyük takımı, sırf biat etmeyişin ceremesini çekti. Kaç şampiyonluktan edildiğini
anlayabilmek için sayı saymayı bilmek lazım. Zaten ilerde tarih topunu yazacak.
Nasıl lafta tarih yazanları kulüp tarihinden, milli ve yerli futbol tarihinden toptan
sildiler, çok yakında kendileri de silinecekler. Yani bu dönemin tarihi illa ki
yeniden yazılacak…
Futbolu faşizanca kamplara bölerek, takımları ve taraftarları
düşmanlaştırarak iş görmeyi öncelemek boşa hayal. Tutmaz bu senaryo. Tüm takımların
idari yapısı ve siyasal ağırlığı irdelendiğinde bir adım yol alınamayacağı
görülür. Öncelikle her klasmandaki ekipler, kendi başkan ve yöneticilerini
seçerken güçlü irade koyacakları seçmeli. Anca böylelikle malum iradenin racon
kesmesine karşı çıkılabilir. Bunu yapabilecek takım sayısı sayılı. Elbette Fenerbahche
bunlardan biri ve foyası meydana çıkanlardan en büyük darbeyi de o aldı. Alsın da
futbolun fıtratında bunlar var denilemez artık. Çünkü kasıtlı hatalar ayan
beyan ortada, kamera ve ses kayıtlarıyla malumun ilanı her şey. Ancak bir kez
daha futbol tanrısı, siyasal iktidar ve muktedirin, tek tabanca rejimi
murakıplarının yoluna taş koydu. Yıllardır öyle veya böyle geçit verilmeyen
Fenerbahche adına, sondan bir evvel ki kurgu maça asasını dokundurdu. Zevatın zerzevatın
erken şampiyonluk hevesini çimlere gömdü. Şimdi izin verildiği oranda, kozlar haftaya
paylaşılacak. Varyasyonlar hazırdır mutlaka veya hazırlarlar alelacele ama
birbirlerine düştüler. Göreceğiz kimin eli daha güçlü. Ecel kapıda, düşmek de
var kalmak da…
On yıllardır bir devrin deviricileri, top yuvarlaktır ve maç
sahada kazanılır realitesini kendi söyledi kendi unuttu, unutturdu. Bileğinin hakkıyla hakkedenlerin hak edişi,
hakemler ve ceza yağdıran diçiplin eliyle resmen tırpanlandı. Sonuç itibariyle maratonu
göğüslemek bazı takımlara acayip zorlaştırıldı. Fenerbahche karşıtları,
maçlarda canını dişine takan düşkünler ve payanda paydaşları el birliğiyle futbolun
çehresini kararttı. Futbolda da her şey çok güzel olacak sinyaline kapıları
kapattı. En umulmadık anlarda, umulanı yapacak bazı takımlar sırf bu yüzden
sahaya çıktı. Çıkarıldı. Futbol, spor, başarı hikâye oldu. Kim ne derse desin mevcut
iktidara muhalifliğin faturası ödetilmeye çalışıldı...
Demek ki bu pazar, çarşı pazar karıştı. Haftaya karışıklık
derlenip toparlanacak, tek tabanca rejiminden torpilli, yerli ve milli futbol
şampiyonu tur atacak. İçten dışa, ele geçirilen kalelere bir yenisi eklenecek. Veya
eklenmeyecek. Evet, Fenerbahche çok yakıldı bu sezon. Yerden göğe haklı isyanda.
Masa başı oyunlarla bertaraf edilme girişimleri sahada tutmadı. Deplasmandaki on
kişi ve on milyonlar skandal kararlar, şaibeli düdükler, projeci atraksiyonlara
aldırmadı. Mesleğinin hakkını verdi, tam saha direndi. Tümden, ‘tam yol ileri’ dedi. Tek tabanca
rejimi artık futboldan ve dahi her şeyden elini eteğini çekmeli gerçeğini, naklen
yayında tüm futbolseverlere izletti. Nakletti…
Şimdi başta mevcut iktidar, federasyon, hakem komitesi, war,
takımlar, her düşünceden her inançtan taraftar, futbol hakkının gaspıyla
palazlanmayı kitabından çıkarmalı. Tek
parti, tek tabanca rejimi futbolda kurduğu hegemonyanın ikilik ve kaos yarattığını
artık görmeli. Dayatılan ‘Faşizmin Gölgesinde Futbol’ ile profesyonellik ve
sportmenliğin tarihe karıştığı da aşikâr. Kongreler yakın, seçilecek başkanlara
duyurulur, bundan sonraki ide ‘futbolda her şey çok güzel olacak’ olmalı. Aksi halde
iş işten çoktan geçmiş olur. Futbol bitmeden ‘futbolda tek tabanca rejimi
bitmeli’ eğer bitmez ise futbol ölür, yaşasın fitbol…
Gelecek hafta sonu muhtemelen turlayacak Fitbol federasyonu
ile hakem figürasyonunun şampiyonuna, piyonistliği hayırlı olsun. Piyonist muazzam
film, ‘Zaferin Rengi’ filmi de fena değildi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.