KİTABIN ORTASINDAN...
Beklenti denizinde boğulmamak için tek yol, her dilden kitabın ortasından okumaktır bazen. Çünkü çoğunlukla kitabın ortasında yazar tüm gerçekler. Hikayenin başı ve sonu tam ortasına bağlıdır sanki. Zaten piki dibi virüslenince, çapsızlıkla kansızlık birlenince, iyi ile kötü harmanlanınca kilitlenir yaşam. Kilidi açmak için ortaya kara kaplı kitaplar açılır. Ancak hayata bir kez kilit vurulduğunda vaka tarifi yoktur kitabın. Karanlıktan beslenen fettanlara feyz, fetbazlara filtre, kördilsizlere din, cibilliyetsizlere illiyet de yoktur. O yüzden kara kitaba bir dakika ayırmayanlar hiçliğe bağlanırlar...
Kitaba bir dakika olsun ayırmayan kitapsızlarla bilgi çağında yaşamak zordur. Yaşanmaz çünkü kitapsızlar yerden gökten, çerden çöpten araklamalarla, sokma akıl kulaktan dolma, her şeyi bilirler. Dil ameliyle daima bilime saldırırlar, en başta bilime inanmazlar. Bu bilinmeyene, bilinmezliğe tutkulanma, zihin tutuklukluğu dayatır ve kitaba bir dakika ayırmayanlar alt beyinlerinden, alnının tam ortasından vurulurlar.
Bu alt dalga vurgun doğru seçimlerden uzaklaşmanın ilk emaresidir. Arsızlığa uzayanlar hayata tutunmak için herşeyi yazgıya bağlarlar. Bu yüzden hayatı okumak, günceleri dokumak, doğruyu yazmak zorlaşır. Diğer yandan üzümün bağını sorgulamadan yeter yanlışı, beter hatayı, heder olanları görmezden gelmek, herşeyi yazıcıya, yazgıya bağlamak resmen kutsal kitap kitapsızlığıdır. Kapalı devre kutlu ve kutsal kitap düşmanlığıdır. Yaşamı kapsayıcı kitaba rağmen kitaplı görünme riyakârlığı, sahtekârlık ve imansızlıktır.
Resmen asla affı olmayan kutsal emanete ihanettir.
İşte bu ikiyüzlülük ve yüzsüzlük raflar dolusu günah biriktirir. İşte o zaman ömründe bir dakikayı kitaba çok gören günahkârlara kara kitap kitapsızlığı kusar. Kelimeler boğaza dizilir...
Kitaba bir dakika ayırmayan kitapsızların geleceği sekterlemesi, kalite kabızlığı yaşatması ve yarınları kirletmesi kitaplıları ve hitaplıları da ne yazık ki bilgi çağında kara kitaba kilitler. Kitabın ortasından klasik kapışmaya çağlar öncesinden ayna tutulunca bir dakikada kusursuz denge ile bağ kurulur. Ve bir anda kitaba bir dakika bile ayırmayanların dengi, dengesi, çehresi şaşar. Kitapları hiçe sayanlar ve aklı sıra kitapsıları raflayanlar açık seçik arafta kalır. Arafa pik yapan çarpık çurpuk beyancılar, mukavva kafalar, akıl dışı uydurmalarla kitapsı aklanmanın suni ürünleri, azalan değer yozlaşmasıyla bizzat dip yaparlar.
Oysa karanlığın ortasında kitapla bir dakika, ömrün son demindekilere dahi dopingtir. Kara kitapla bir dakika koca bir ömürdür. Kitabın ortasından okumak geleceği kuran umuttur. Dünyaların yıkıldığına aldırmadan kitapsızca sevişmeler ise boşa giden bir dakikadır. Bu yüzden her devrin kitapsızları, şerefli kitapların şerbetinden içmediklerinden mutlaka tıkanırlar. Sürekli dinleri de, dilleri de sürçer. Süzme akılla ayrıntılarda küçük kıyamet ararlar. Kitabın tam ortasından akan hüküm damlaları, çirkin dünyanın badilerinin suratlarına
şamar gibi iner. Onların otağına oturağına kasımpatı patlar. Ve deri değiştiren yılanlara dönüşürler.
Kısır döngüde değişmeyen tek şey kitabın ortasından okumaktır. Kara kitaplıya kitapsızlığı yazmaktır. Anca okuryazar seviyesindeki kitapsızlar, bir dakika olsun bunu anlayamazlar. Sanki çok kitap yutmuş gibi, kalem tutmuş, mürekkep hokkasına divit uç batırmış gibi muadili-dengi masalına sığınırlar. Belgelerde yalan yanlış beyanlarla acizliklerini kapatmaya çabalarlar. Elbette nafiledir. Çünkü kasım kasım kasılanların topunun gün gelir dengi kuşağı çözülür. Kitabın ortasından okunan maddi manevi muhasebe gününde kim kitaplı, kim kitapsız, kim hayati kilitlenmeye sebep bir dakikada belli olur…
Ve ayan beyan belli olanların kötü emeli bir dakikada bellenir...