DURMA YOLCU…
On yıllar su gibi geçti, varlığına sevinemediğim
Özgürlük, umut, aşk, inanç selinde sellenmiş on yıllar.
Her yılın başı ortası, sorumsuz sonu yangın yatırı
Yazgı kapkara zifiri, serde hep yaşanmamışlık.
Kalmadı hatır yiğide merde, yeryüzü hep kırk satır.
Ay kızıla çaldı, güneş tutuk, kuyruklu yıldızlar kaçak
Anılar puslu, aylar paslı, yıllar yollar harap, son umut yitik…
Günler hala tank paleti gölgesi, asker postalı, yıllar jet hızı
ez geç, er geç foyalar faslında asırlar küfelik sarhoş.
Nice bin yıl var boynu bükük, on yıllar namerde mülk.
İhanetin onursuzluğu yeni tarz, omurgasız heykellerde toz zerresi
Boş beşikte sallandığını sandığından al bal bebeciklerin ömrü bitik.
Can üşüdü, Canan buzdan kale, Kışlalar dondu,
Nur söndü, Zuhal karardı, yaz kış hücreler doldu…
Sıfır bir iki derken yirmide ulaşılamadı yirmi üçe çakıldı mıhlar
Lakin ezeli kin ebedi, eller kiler boş, yandı yıkıldı on yıllar.
Piç oldu sevgiler, eşler sevgililer pek yaman, yad ellerde yarsızlık.
Sarsıldı inadına doğa, doğan fayladı yer küreyi, göğü payladı
Sille tokat gariplere indi felaket üstüne felaket.
Boldu darlandı, dardı gevşedi, düzdü düzlendi
Koca el küçüldü, küçük eller arsız, ada pazarlandı…
Bir gün evet, evet destur mehteran bir gün mutlaka
Karanlık kapkaranlık olmayacak koç boynuzunda sallanan dünya.
Ellerim bedenim aklım fikrim titremeyecek asla
Karşıyaka’da ellerim meşale sıcağı, ruhum ilmin bilimin son durağı
Kızıl alevlerin tam orta yerinde çivi gibi dimdik duracağım.
Mey nehrine uzanan ağaç köprüde leylim ikinci bahar
Geldi geçti onluk desteden altı çarpan, mevsim karakış, ömür ihtiyar…
Ol deyip olduran aşkına, yol haydan gelip huya
Bir öykü ol öykünemediğim
Bir aşk ol aşkla tapınamadığım
Bir şiir ol şairane besteleyemediğim
Bir roman ol ummanlarca bastıramadığım
Hayatımız kutlu kitap, kalınca bir destan olmasan da kendin ol gel.
Yıldızlar kaydıkça parmak ucu kalpte tutulanlar herkese yeter
Bin yıl yıllardan süzüldük, yüzyılları geçtik, şu on yıllar en beter…
Belli ki geç erdim, illa ki kırklar sofasından ereğim tek dileğim
Ablasının yeşil gözlerine bir tatlı huzur, gidene Derdoyum, boynumda ilmeğim.
Yirmi çift sıfırdan sonrası yalan dolan yıllar
Merkezden dışarı şakülsüz şiddetli yeller
Yürek sızlar ayakta kalmak zorlaşır, her yeni yıl tek başına direnirim.
Bin kez dur zorbalar duvarına karşı
Bin bir kez yılmadan yürü devrime yolcu…